Thesis Search




SEARCH RESULTS

Gelişmekte olan ülkelerde gelir eşitsizliği ve ekonomik büyüme ilişki: Kredi piyasası aksaklığı, eğitim ve ticaret açıklığının rolü

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 İkt. Gelişme ve Uluslararası İkt. Bilim Dalı
Ekonomik büyüme, kişi başına milli gelir ve haslada artış olsa bile toplumun hayat standardında iyileşme olduğu anlamına gelmemektedir. Bu durumda, büyüme düşük gelirlilerin hayat standardında daha az iyileşmeye veya hiçbir iyileşmeye yol açmaz iken yüksek gelirlerinin servetini arttırabilmektedir. Gelir eşitsizliğinin etkileri geçen yarım yüzyıllık dönemde iktisatçılar arasında gündemden düşmeyen bir konu olmuştur. Bu alanda bir çok araştırma tamamlanmış olmasına rağmen halen geride cevabı alınmamış çok sayıda sorunun kaldığı görülmektedir. Bu nedenle, bu araştırmada Cornia ve Court tarafından sınıflandırıldığı gibi ekonomik büyüme ve gelir eşitsizliği arasındaki ilişkiyi etkileyen diğer faktörlerin rölü analiz edilmektedir. Bu araştırmanın temel amacı gelişmekte olan ülkelerde, özellikle Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika (BRICS) ve Meksika, Endonezya, Güney Kore ve Türkiye (MIST)'de ekonomik büyüme ve gelir eşitsizliği arasındaki ilişkide moderatör değişkenler olarak finansal aracılık (FI) göstergesi olan kredi piyasası aksaklığı, eğitim (EDU) ve ticaret açıklığının (TO) rölünü analiz etmektir. Araştırmada benzer moderatör değişkenler ile yönetilir regresyon analizi kullanılmaktadır. 1990-2013 döneminde sabit etkiler modeli ile panel veri analizi kullanarak yapılan çalışmada, gelir eşitsizliği ve eğitim, ekonomik büyüme ile pozitif anlamlı ilişkiye, bununla birlikte finansal aracılık göstergesi olan kredi piyasası aksaklığı ve ticaret açıklığının ekonomik büyüme ile negatif ve anlamlı bir ilişkiye sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca, ticaret açıklığının ekonomik büyüme ve gelir eşitsizliği arasındaki ilişkiyi modere etmede anlamlı etkiye sahip olduğu bulunmuştur.

Gelişmekte olan ülkelerde kamu harcamalarının doğrudan yabancı sermaye yatırımları üzerine etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Bu çalışmada, çeşitli etkilere sahip olan kamu harcamalarının devletin tüm alanına yayılarak sosyo ekonomik gelişime katkısı gösterilmektedir. Ayrıca, kamu yatırım harcamalarının doğrudan yabancı sermaye yatırımları üzerine etkisi, altyapı yapılan kamu harcamalarının ülkeye yabancı sermayenin girişindeki etkileri incelenmektedir. Yapılan yüksek lisans tez çalışmasında, kamu harcamaları hakkında genel bir bilgi, gelişmekte olan ülkelerdeki kamu yatırım harcamalarının üzerinde yapılan ampirik çalışmalar ve özellikle Kırgızistan'da kamu yatırım harcamalarının ülkenin altyapı projelere önem vermesi örneklerle vermeye çalışılacaktır.

Gelişmekte olan ülkelerde yeni medya uygulaması: Bangladeş örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2014 Diğer
Medya her toplumda her çağda toplumun sesi olmaya çalışmıştır. Teknolojinin değişimi ve gelişim ile birlikte medya araçları ve sunuş biçimi de değişmiş ve gelişmiştir. Bu değişimler ülkelerin siyası-ekonomik, sosyo-kültürel yapılarına göre hız kazanmıştır. Gelişmekte olan ülkelerde bu değişimler hızla gerçekleşirken gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde bu değişimler oldukça yavaş olmuştur. Buna bağlı olarak bu çalışmada Bangladeş'teki medya tarihi ve yeni medya uygulamaları incelenmiştir. Konu ile ilgili Bengalca, İngilizce ve Türkçe akademik kaynakları taraması yapıldı. Bu çalışmada Medya tarihini kısaca değerlendirilip yeni medya mecralara yer verildi. Gelişmekte olan ülkelerden Bangladeş'i örnek alarak bu ülkenin medya tarihini anlatıldı. Bangladeş'e yeni medyanın gelişimi ve uygulamasını anlatırken bu alanda kanunların çeşitliliğine değindi. Ülkede medya ile siyaset arasındaki çatışmalar, muhalif medyaya üzerindeki baskılar, kanunun keyfi kullanımı ile ilgili bilgilere yer verildi. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm: Medyanın tarihi, ikinci bölüm: yeni medya mecraları ve son bölüm: Bangladeş'te yeni medya uygulamaları şeklinde hazırlandı. Anahtar Kelimeler: Yeni Medya, Online Medya, Sosyal Medya, Bangladeş'te YeniMedya, Yeni Medya Mecraları, Bangladeş'te Medya Kanunu, Bangladeş'te Yeni Medya Uygulaması.

Gemlik Sunğipek Fabrikası (BUÜ Asım Kocabıyık Yerleşkesi) Laklama-konfeksiyon binası koruma programı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Bursa, tarih boyunca birçok uygarlık ve kültürü içinde barındırmıştır. Bu sebeple çok çeşitli kültürel miras zenginliğine sahip olmuştur. Erken Cumhuriyet Dönemi'nde de Bursa'da inşa edilmiş Merinos Fabrikası (1935 temel atma), Gemlik Sunğipek Fabrikası (1935 temel atma) ve benzeyen endüstriyel yapıların çoğu günümüze ulaşabilmektedir. Gemlik Sunğipek Fabrikası, Türkiye Cumhuriyetinde yapılan Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı'nın en önemli yapılarından biridir. Tez çalışması için Bursa ili, Gemlik İlçesinde bulunan Sunğipek Fabrikası Yerleşkesi'nde 1980 yıllarında inşa edilmiş olan Laklama-Konfeksiyon binası incelenmiştir. Çalışmanın birinci bölümünde, tezin konusu, yapıların projelendirilmesi, tezin kapsamı, amacı ve araştırma yöntemlerinden bahsedilmektedir. İkinci bölümde, Bursa ve Gemlik yerleşimlerinin coğrafi özellikleri, tarihi ve sosyal gelişimi incelenip inşa edilmesinden, Gemlik Asım Kocabıyık Yerleşkesi'ne dönüşüm süreci ele alınmıştır. Tezin temelini teşkil eden üçüncü bölümde, Laklama-Konfeksiyon binasının güncel durumu incelenerek ölçüleri alınmış, fotoğraf albümü oluşturulmuş ve rölövesi çizilip hasar ve malzeme analizleri yapılarak raporlanmıştır. Sonrasında yapıyı oluşturan dönemler tespit edilmiş; yazılı ve sözlü kaynaklar, elde edilen eski fotoğraflar, farklı hava fotoğrafları ve çizimler ile karşılaştırmalı analizi yapılmıştır. Bu bilgiler ve belgeler ışığında Laklama-Konfeksiyon binasının restitüsyon projesi çizilmiştir. Yapının gelecekte doğru ve uzun ömürlü bir şekilde kullanılması için müdahale önerileri geliştirilerek restorasyon projesi hazırlanmıştır. Son bölüm olan sonuç kısmında, Laklama-Konfeksiyon bnasının Bursa Uludağ Üniversitesi Gemlik Asım Kocabıyık Yerleşkesi'nin ve kentin ihtiyaçlarına uygun olarak yeniden işlevlendirilmiştir. Yapının diğer yapılar için örnek oluşturacağı duşunulmektedir. Anahtar Kelimeler: Erken Cumhuriyet Dönemi, Sanayi, Endüstri Mirası, Gemlik, Restorasyon, Laklama, Konfeksiyon. 2019, xii + 353 sayfa,

Genç istihdamını etkileyen faktörler: Bişkek örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Bu çalışmanın amacı, Kırgız toplumunda genç nüfusun meslek seçimi ve üniversite eğitimi ile başlayıp çalışma yaşamı ile devam eden süreci etkileyen önemli faktörleri ve gençlerin bu süreci nasıl algıladıklarını sosyolojik bir perspektiften analiz etmektir. Çalışma gençlerin işsiz olma durumuna karşı tutumlarını, meslek seçimine nasıl karar verdiklerini ve istihdam edilme ile ilgili belirli kaygılarını anlamaya çalışmaktadır. Bu çalımanın bir diğer temel amacı da gençlerin istihdamını olumsuz etkileyen mevcut istihdam sorunlarını ve bunun arkasında yatan temel dinamikleri belirlemektir. Araştırmada biri nicel, diğeri nitel olmak üzere iki araştırma yöntemi eş zamanlı olarak kullanılmış ve sonuçları birlikte değerlendirilmiştir. Metodolojik olarak, üniversite mezunu 14 kişi ile derinlemesine görüşme ve Bişkek şehrinde bulunan üniversitelerin son sınıf öğrencilerinden 99 kişi ile anket çalışması yapılarak çalışma için gerekli veriler toplanmıştır. Alan çalışmasında öncellikle gençlerin meslekleri ve bu meslekleri seçmelerini etkileyen faktörler, aldıkları eğitim ile işgücü piyasasında talep edilen niteliklerin örtüşüp örtüşmediği, çalışmak için yurt dışına göç etmeyi düşünüp düşünmedikleri ve eğer düşünüyorlarsa, aldıkları eğitime rağmen neden göç etmeyi düşündükleri konularındaki görüşleri alınmıştır. Araştırma sonuçları Kırgızistan'da üniversite mezunu gençlerin istihdam konusunda önemli sorunları olduğunu, başta düşük ücret olmak üzere çeşitli nedenlerden dolayı çoğu gencin mezun oldukları alanlarda çalışmayı tercih etmediklerini ortaya koymuştur. Ayrıca yapılan bu çalışma neticesinde, Kırgızistan'da genç istihdamını artırmayı amaçlayan aktif işgücü piyasasına yönelik politikaların da henüz başlangıç aşamasında olmasından dolayı net bir sonuca ulaşamadığı ve gençlerin istihdam sorunlarına çözüm üretmekten oldukça uzak olduğu görülmüştür.

Genç seçmenlerin siyasal reklam kampanyalarına yönelik tutumları: 2019 Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Seçimi üzerine karşılaştırmalı bir çalışma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Pazarlama Bilim Dalı
Siyasal pazarlama seçimler gibi siyasi faaliyetlerin, lider veya parti siyasetlerinin ve seçmen davranışlarının analiz edilmesi açısından büyük bir öneme sahiptir. Siyasal pazarlama iletişimi olarak siyasal reklamcılık çağdaş siyasette seçim kampanyalarının ayrılmaz bir parçası olmaktadır. Bu tez siyasal pazarlama ve reklamcılık kapsamında 2019 Ukrayna Cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklanmaktadır. Son zamanlarda siyasete eğlence unsurlarının katılmasıyla birlikte ortaya çıkan eğlencelik siyaset olgusu siyasal pazarlama ve reklamcılık için önemli bir hale gelmiş ve 2019 Ukrayna Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde geleneksel siyasetçi olan Poroşenko'ya karşı yarışan, komedyen Zelensky'nin Cumhurbaşkanı seçilmesiyle Ukrayna siyasetinde kendisine yer edinmiştir. Nicel araştırma yöntemleri kullanan bu çalışma geleneksel ve eğlencelik siyaset olgularını taşıyan iki farklı adayın uyguladıkları siyasal pazarlama ve reklam stratejilerini ve onlar arasındaki farkları ortaya çıkarmaktadır. Araştırma sonucunda farklı duruşlara sahip Poroşenko ve Zelensky arasında reklam, medya, mesaj stratejileri ve diğer unsurlar açısından anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Genel olarak Poroşenko rasyonelliğini kullanarak geleneksel bir siyasal kampanya yürütürken, komedyen Zelensky ise espiri ve mizah anlayışını kendi kampanyasına da yansıtmıştır.

Gender and nation: A comparative analysis of state policies on gender in Turkey and Italy during the interwar period (1923-1938)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Uluslararası İlişkiler (İngilizce) Bilim Dalı
Bu tez, iki savaş arası döneminde (1923 - 1938), İtalya ve Türkiye'de cinsiyet ve milliyetçilik arasındaki ilişkiyi analiz etmeyi amaçlamaktadır. Tez özellikle, Mussolini ve Atatürk'ün Kemalist ve Faşist rejimleri dönemindeki kabul edilen toplumsal cinsiyet politikalarına odaklanıyor. Tezde Karşılaştırmalı-Tarihsel Metodoloji (CHM) ve feminist teori kullanılarak, yükselen İtalyan ve Türk milliyetçiliği analiz edilip toplumsal cinsiyet sorunuyla ilişkilendirildi. Bu tez, devlet politikaları ve bu politikaların, kadınların yaşamları üzerindeki etkileri hakkında karşılaştırmalı bir yorum sunuyor. Bu tez, iki dünya savaşı arası dönemde İtalya'da psikiyatri hastanelerinde tutulan orijinal kaynakları, süreli yayınları, günlükleri ve hasta kayıtlarını inceleyerek, kadınların zor koşullarını yeniden inşa ediyor. Ayrıca bu tez, Atatürk ve Mussolini dönemi rejimleri arasındaki yapısal farklılığı ve bunun sonucundaki toplumsal cinsiyet politikası farklılığının altını çiziyor. Bu tez, Mussolini'nin rejimiyle ilgili olarak, bu faşist ideoloji ile milliyetçi ideoloji arasındaki farkı gösterir ve siyasi karar almada erkek egemenliğini vurgular. Bu tezde, iki savaş arası dönemde hem İtalya hem Türkiye'deki liderlerin toplumsal cinsiyet politikalarını etkileyen milliyetçi bir politika benimsediklerini savunuyorum. Atatürk'ün laik ve özgürleştirici-feminist tutumu, antifaşist kadınlara baskı yapan ve hapse atan Mussoloii'nin mizojinist anti-feminizminden açıkça farklıydı. Bu nedenle Atatürk için milliyetçilikten, Mussolini rejimi için de faşizmden söz edebiliriz.

Gender frames and glocalization: comparative study of Turkish and Nigerian advertisements

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2019 Diğer
Toplumsal cinsiyet stereotipleri üzerine mevcut literatürde pek çok çalışma bulunmaktadır. Toplumsal cinsiyet alanında çalışan akademisyenler, mevcut bir olguyu inceledikten sonra farklı olgularla karşılaşmışlar ve yeni eleştiri alanları edinmişlerdir. Bu stereotipler, toplumun gerçekliği ve standardına evrilmiş roller, betimlemeler ve temsili olgulardır. Özellikle ikinci dalga feminizm, kadınların sosyal, ekonomik, kültürel ve medyada temsili bağlamında öne çıkan konuları çalışmış ve bu doğrultuda efor sarf etmiştir. Medya çalışmaları açısından bakıldığında bu çabalar, kadınların temsil edilme biçimlerini yapısöküme uğratmıştır. Cinsiyet temsillerinin global ve yerel bağlamlarda temsili farklılık göstermekte ve toplumsal cinsiyetin bu açıdan bir analizine de ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle Batı toplumlarında toplumsal cinsiyet anlatılarının görünürlüğü artmış ve cinsiyetler arası eşitliği hedefleyen bu çaba, yerel içerikleri de etkilemiştir. Globalin yerele adapte ettiği anlamlar süreci glokalleşme olarak adlandırılmaktadır. Bu tez çalışması, cinsiyet çerçevelerine dair halihazırda inşa edilmiş anlatıların glokal reklamlar aracılığıyla yeniden anlamlandırılma ve tersine çevrilme biçimlerini incelemektedir. Bu yeni yaklaşımla başlatılan yapısökümlenmiş anlatıları incelemek için, Türk ve Nijerya medyasından seçilen reklamlar üzerinde göstergebilim analizi gerçekleştirilmiştir. Elde edilen bulgular, glokalleşme sürecinin, küresel markaların toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik reklam anlatılarının yerele aktarılma sürecinde başkalaştığını ve yapısökümcü etkinliğinden uzaklaşarak yerel dinamikler doğrultusunda dönüştüğünü göstermektedir

General assessment of surface and subsurface water quality in Southern Kazakhstan region

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2011 Diğer
Kazakistan şu anda yüzey ve yeraltı suyu kalitesi ile ilgili ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Bu çalışma Güney Kazakistan bölgesinde yüzey ve yeraltı su kalitesi hakkında genel bir değerlendirme sağlamak için önerilmiştir. Yüzey suların hidrolojik ve hidrokimyasal özelliklerinin genel bir değerlendirmesi için Syr Darya Nehri, Aral Denizi ve Balkhash Gölü seçilmiş; yeraltı su kaynaklarının değerlendirilmesi için de Kentau ve Türkistan şehirleri seçilmiştir. Syr Darya ile ilgili su kalitesi verileri 1970?2010 yıllar arasında 7 izleme istasyonundan elde edilmiştir. Sonuç olarak nehrin su kalitesinin oldukça kirlenmiş olduğu ortaya çıkmış; özellikle Aralsk istasyonundan sonra suyun daha çok kirlendiği tespit edilmiştir. Göl suyunun büyük kısmı Syr Darya nehrinden geldiğinden, Syr Darya nehrinin kirlenmesi aynı zamanda Aral Golü'nün de kirlenmesi anlamına gelmektedir. 1994?2010 yıllar arasında küçük Aral Denizi'ndeki 15 izleme istasyonundan elde edilen su kalitesi verilere göre Aral Denizi çoğunlukla ağır metallerle kirlenmiştir. Ayrıca, Balkhash Gölü'nün su kalitesi de Kawabata (1999) verilerine dayanarak gözden geçirilmiş ve gölün batı kısmında çeşitli parametreler için dağılım haritaları elde edilmiştir. Sonuç olarak, bazı parametreler standart değerlerin üzerinde bulunmuştur. Kentau bölgesindeki yeraltı su kalitesi incelendiğinde suyun genelde Pb ve Ni ile kirlenmiş olduğu görülmüş ve bu parametreler için su kalitesinin standart değerler üzerinde olduğu tespit edilmiştir. Benzer olarak Türkistan şehri yeraltı suyunun da yüksek SO4, Pb, ve Mg değerleri belirlenmiştir. Sonuç olarak, yüzey ve yeraltı su kaynakları için olası rehabilitasyon teknikleri açıklanarak su kalitesi koşullarının iyileştirilmesi için mümkün gerekli çalışmaları tavsiye edilmiştir.

General Muravyov Karskiy ve Hive Hanlığı - Muhammed Rahim Han dönemi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 İslam Tarihi Bilim Dalı
Bu çalışmamız Rus Çarlığının Türkistan bölgesini işgal sürecindeki tartışmalara ve gelişmelere odaklanmaktadır. Türkmenler ve Hive Hanlığı ile irtibat kurmak isteyen Rusya onları İran ile olası savaşta kendi saflarına çekmek istemektedir. Ruslar için girilmesi zor bir bölge olan Türkistan oraya gönderilen genç subay Muravyov ile aşılmaya çalışılmıştır. İlk bakışta dostane ilişkiler gibi görünen bu seyahatin altında Türkistan'ın işgali için bölge hakkında bilgi toplanması amaçlanmıştır. Rusya'nın 19. yüzyılın başlarında gönderdiği Muravyov kendisine yüklenen misyonu başarıyla tamamlamıştır. Türkistan hakkında topladığı bilgiler kitaplaşarak okuyucuya sunulmuştur. Bu çalışmamızda Muravyov'un hayatı ve askeri kariyerine ışık tutmaya çalıştığımız gibi onun peşinde bıraktığı seyahatnamesini merkeze alarak Türkistan Hanlıkları ve orada yaşayan halkların kültürel, siyasi ve ekonomik durumlarına da değindik.

General neutrino interactions within coherent elastic neutrino-nucleus scattering

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 Yüksek Enerji ve Plazma Fiziği Bilim Dalı
Bu çalışmada, genel nötrino etkileşimlerinin Koherent Elastik Nötrino Çekirdek Saçılması (CEvNS) üzerindeki etkisini inceliyoruz. Bu süreçte, nötrino, çekirdegin yapısını bozmaksızın, bir nötr bozon degiş-tokuşu aracılığıyla çekirdekten saçılır. Çekirdeği hem spin-0 hem de spin-1/2 olarak dikkate alarak, standart model (SM)'de CEvNS için tüm formülasyonu türetiyoruz. Ayrıca, birkaç hedef çekirdek için form faktörü etkisi üzerinden koherentlik kriterini tartışıyoruz. Bu bağlamda, genel nötrino etkileşmelerini iki farklı yoldan ele alıyoruz: Standart Olmayan Nötrino Etkile¸smeleri (NSI) ve Basitleştirilmiş model. SM ötesi Yeni Fizik davranışlarını incelemek için her modelin diferansiyel tesir kesitini SM tahminleriyle karşılaştırıyoruz. NSI'den gelen Yeni Fizik katkıları, çeşni korumlu ve çeşni ihlali durumları için çiftlenim parametrelerinin uzayında sunuluyor. Burada, SM'den sapmayı göstermek için parametrelerin güncel değerleri kullanılmıştır. Basitleştirilmiş model çerçevesinde, tüm olası invaryant bilineer kombinasyonları, yani; skaler, pseudoskaler, vektör, aksiyel-vektör ve tensör etkileşmeleri inceliyoruz. Yeni fizik katkılarını düşük enerji ölçeginde hesaplıyoruz. Sonuç olarak her iki model için, COHERENT deneyi verilerini kullanarak serbest parametreler uzayı (NSI için etkileşme parametreleri ve basitleştirilmiş model için çiftlenim-kütle parametre uzayı) üzerindeki kısıtlamaları %68 ve %90 güvenirlik düzeyinde elde ediyoruz.

Genesis of polymetallic (Pb-Zn-Cu±Ag±Au) mineralization at Yayladali and its environs (Manisa), Turkey

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Diğer
Manisa Yayladalı (Pb-Zn-Cu±Ag±Au) polimetalik cevherleşmesinin jenezi başlıklı çalışma, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde yüksek lisans derecesinde hazırlanmıştır. İncelenen alanlar, kuzeybatı Anadolu'da Karakaya kompleksi olarak bilinen yapısal olarak deforme olmuş Permo-Triyas kayaç birimleri ile karakterize olup, bu çalışma söz konusu alanda yeralan kayaçları iki alt birimde tanımlamayı amaçlamaktadır; Nilüfer birimi adı verilen alt Karakaya kompleksi, yapısal olarak deforme olmuş, metabazit, fillit ve mermerden oluşan temel birimidir, daha sonra, volkanik yapıda ve Permiyen yaşlı kalkerlere sahip volkanik kayalardan oluşan üst Karakaya kompleksi / Hodul birimi tarafından örtülmektedir. Yayladalı ve Türkali civarında yayılını bulan birimler, üstaki Karakaya kompleksinden granit ve granodiyorit gibi plütonik kayaçlarla, andezit, dasit kökenli Tersiyer çökelleri ve Miyosen yaylıYuntdağı volkanikleri ile ayrılırlar. KB Anadolu'da Eosen-Oligosen yaşlı volkanizma, doğudan batıya doğu sırasıyla kalk-alkalin karakterden orta alkalin karaktere doğru değişmektedir ve Tetis-Avrasya Metalojenik Bölgesi olarak bilinen bölgede Au-Ag gibi değerli metallerin Cu-Mo-Pb-Zn-Sb gibi baz metallerle çökelmesi için uygun bir ortam oluşturmaktadır. Bu alan Türkiye'den Avrupa'ya ve İran'a kadar uzanmaktadır ve sözü geçen metallerin araması için uygun bir alandır. Bu çalışma, Yayladalı'daki yaklaşık 5 km2 'lik polimetalik Zn-Pb-Cu-Au ve Ag cevherleşmesinin akışkan kökenini ve Türkali'ndeki 3 km2' lik alanda bulunan porfiri Cu-Mo ve Au-Ag (Pb-Zn) damarlarını sıvı kapanım, cevher parajenezi çalışmaları ve hidrotermal alterasyon (Ishikawa Alterasyon İndeksi (AI) ve Klorit-Karbonat-Pirit İndeksi (CCPI) kullanılarak) gibi jeokimyasal analizlerle karakterize etmeyi amaçlamaktadır. Çalışma alanında 10 gün süreyle saha jeolojik haritalaması yapıldı ve saha ilişkilerine göre taze ve değiştirilmiş litolojilerden çevresi, 80 yonga ve yengeç numunesi toplandı. Numuneler İstanbul Teknik Üniversitesi Jeokimya Araştırma Laboratuvarlarına (İTÜ/JAL) götürülmüştür. Kaya mineralojisi çalışması için polarize mikroskop (Leica- DM4500P) kullanılarak ince kesit analizleri için 50 temsilci numunesi kullanılmıştır. Cilalı mineraloji ve parajenez için cevher mikroskopu (Leica-DM4500P) kullanılarak 30 cilalı bölüm de analiz edildi. Ayrıca, Sıvı ekleme çalışmaları için, Sfalerit, kuvars, kalsit ve baritten 13 çift cilalı kesit numunesi, sıvı kapanım görüntülerini yakalamak için bir kamera ile Leica mikroskopuna bağlanan Linkam THMGS600 Isıtma / Dondurma aşamasına monte edildi. Toplam kayaç (büyük ve eser) analizleri 50 örnek üzerinde yürütülmüştür. Bir kırıcı ile 2 mm'ye ezildi, kontrollü bir sıcaklıkta 105 ° C'de 16 saat kurutuldu ve bir Tungsten Karbür halka değirmeni pulverizatörü kullanılarak toz haline getirilerek 50 um'ye kadar püskürtüldü. Eritme elementi analizi için toz halindeki numune ve Polysium kullanılmış iken peletler, büyük öğe analizleri için toz örnek

Genesis of the gold mineralization at Atud area, Central Eastern Desert of Egypt: Geological, ore mineralogical and geochemical approaches

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2016 Diğer
Bu tez Mısır Doğu Çölü'nün Orta bloğundaki Atud bölgesinde intrüzyonla ilişkili altın yatağının kapsamlı jeolojik, petrografik, mineralojik ve jeokimyasal çalışmaları kapsamaktadır. Tezin amacı, damar tipi mezotermal altın yatağının kökeninin ve onun Doğu Afrika'daki Arap Nubian Kalkanı'nın tektonik gelişimi ile ilişkisinin daha iyi anlaşılmasını sağlamaktır. Elektron mikroprob (EMPA) ve duraylı izotop analizleri, altın yatağının durumunu ve uygun jeotermometrelere göre hidrotermal akışkanı belirlemenin yanı sıra cevher sistemlerinin sıcaklığını, kaynağını, gelişimini ve cevher-taşıyan akışkanların doğasını belirlemek için kullanılmıştır. Bir de ASTER görüntü verisi ile de Atud bölgesindeki altın cevherleşmesi ile ilişkili ana alterasyon tipleri betimlenmiş ve tespit edilmiştir. Mısır'ın Orta Doğu Çölü'nde yer alan çalışma alanı (Atud bölgesi) önceden var olan serpantinit ve metatüf kayaçlarının içine sokulan metagabro-diyorit intrüzyonundan oluşur ve olivin gabronoritlerin daha genç intrüzyonu tarafından kesilmektedir. Atud bölgesindeki damar tipi altın yatakları Mısır'ın Orta Doğu Çölü'ndeki Gabal Atud'da oluşmuş metagabro-diyorit kompleks ile ilişkilidir. Talk karbonat, dolomitik mermer ve kalk-silikatik kayaçlar Gabal-Atud civarında bulunan serpantinitlerden türemişlerdir ve çalışma alanında gözlemlenen Pan-Afrikan ofiyolit segmentlerini temsil eder. Metatüfler Gabal Atud etrafında büyük bir alanı kapsamakta olup serpantinitler ile birlikte mostra vermektedirler. Meta-tüfler mikroskopik olarak mafik-lapilli tüfler, ortaç tüfler, meta-çörtler ve kuvars-biyotit şistler olarak tanımlanabilmektedir. Metagabro-diyorit kompleksi ise haritalanmış alanın büyük bir kısmını kapsamakta ve yarı-dairesel bir şekilde Gabal-Atud'un gövdesini oluşturmaktadır. Metagabro-diyorit kompleksinin yaşı 987-830 Ma arasındadır ve Arabo-Nubian kalkanının erken dönem orojenik komplekslerinden biridir. Serpantinitler ve Metatüfler ile intrüzif dokanağı bulunan kayaç daha sonra olivin gabro-norit karakterli bir sokulum tarafından kesilmiştir. Kayaç ayrıca cevherleşmeler içeren oldukça fazla sayıda kuvars damaraları ve dayklar tarafından doğu ve güneydoğu yamaçlarında gözlemlenen Kuzeybatı-Güneydoğu gidişli gevrek-sünek makaslama zonunda kesilmiştir. Düşük derece metamorfizma geçirmiş gabro ve diyorit kayaçları ve bu kayaçların arasındaki zonda gözlemlenen hibrit lökokratik gabro kayaçları çalışma alanında mostra vermektedir. Olivin gabro-norit karakterli küçük intrüzif kütle Gabal-Atud Gabro diyorit kompleksini kesmektedir. Farklı tipteki dayklar bölgedeki temel kayaçları kesmekte olup genellikle daha yaşlı olanlar KKD-GGB ve daha genç olanlar KB-GD gidişlidir. Daha yaşlı dayklar Lamproifirik karakterli olmakla bereaber serpantitleri kesmektedir. Daha genç dayklar ise andezit porfir karakterli veya aplitik dokulu olup gabro-diyorit kompleksini kesmektedir. Bu altın cevherleşmesi kuvars damarları ve KB-GD kırılgan-sünek makaslama zonu boyunca yoğun hidrotermal altera

Genişleme parçalı mekanik ankrajlı kaya cıvatalarının gerilme - deformasyon karakteristiğinin belirlenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Son otuz yıldır, yeraltı madenciliğinde kaya cıvatası kullanımı giderek artmaktadır. Dünya çapındaki deneyim (Avustralya, Şili, Kanada, Güney Afrika, İsveç ve ABD) kaya cıvatalarının statik ve dinamik koşullardaki yükler için kullanımının uygun olduğunu kanıtlamaktadır. Kaya cıvataları genellikle zor zemin koşullarının olduğu çetin madencilik şartlarında kullanılır ve kaya cıvataları yüksek gerilime maruz kalabilir. Kaya cıvatası üzerindeki gerilmeler cıvatanın dayanımını aştığında, kaya cıvatası yenilmesi meydana gelir. Kaya cıvatası yenilmesi ya çekme yenilmesi ya makaslama yenilmesi ya da cıvata ankraj sistemi (reçine ya da mekanik ankraj) yenilmesiyle gerçekleşebilir. Bu nedenle, tüm cıvatalar özelliklerinden ve performanslarından emin olmak için test edilmelidir. Bu araştırmada eksenel gerilmeye maruz kalan genişleme parçalı kaya cıvatalarının gerilme-deformasyon özelliklerinin bir performans incelemesi sunulmuş olup, kaya cıvataları yerleştirildiğinde kazı sınırlarının benzetimi kaya ve zemin 2 boyutlu sayısal analiz programı (RS2) kullanılarak modellenmiştir. Bu çalışma Polkowice-Sieroszowice bakır madeni için uygulanmıştır. Bu maden Aşağı Silezya-Polonya'da Polkowice kasabasının batısında yer almaktadır. İki cıvata test edilmiş, sonuçta cıvataların 371 MPa ve 469 MPa'da yenilmeye uğradığı belirlenmiştir. Kazı modellemesine göre de, kazı açıklığı çevresine cıvata yerleştirildikten sonra eksenel gerilmeye dayanabilecekleri ve yenilmeye uğramayacakları sonucuna varılmıştır. Anahtar kelimeler: Kaya cıvatası, gerilme, deformasyon, sayısal modelleme, kaya tahkimatı.

Genişlemiş spektrumlu beta laktamaz (GSBL) üreten ve üretmeyen ekstra intestinal patojenik escherichia coli suşlarında moleküler karakterizasyonu, fimh genotiplemesi ve filogenetik gruplaması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Escherichia coli (E. coli) en yaygın çalışılan gram negatif bakterilerden biridir. Bu tür hem insanda hem de çoğu hayvanda intestinal ve ekstraintestinal enfeksiyonlara neden olmaktadır. Hastane ve toplum kökenli enfeksiyonlarda etken olarak önemli rol oynayan Gram-negatif bakterilerde antibiyotiklere karşı direnç giderek artmaktadır. Bu direncin en sık nedenlerinden biri de beta-laktamaz (GSBL) enzim üretimidir. Toplum kökenli enfeksiyonların çoğunluğunu da GSBL pozitif E. coli'nin etken olduğu üriner sistem enfeksiyonları oluşturmaktadır. Bu çalışmada Konya bölgesindeki hastanelerdeki klinik materyallerden izole edilen 106 GSBL üreten ve üretmeyen ekstraintestinal patojenik E. coli (ExPEC) suşlarının hem fenotipik olarak hem de genotipik olarak karakterizasyonu, antibiyotik duyarlılıkları, filogenetik gruplarının belirlenmesi ve patojenin kolonizasyonunu sağlayan adeziyon genlerinden fimH geninin genotiplemesi amaçlanmıştır. Çift disk sinerji yöntemi ile fenotipik GSBL'ler belirlenirken blaTEM, blaCTX-M, blaOXA, blaSHV genlerinin multipleks PZR ile varlığına dayanarak genotipik GSBL'ler tesbit edilmiştir. Filogenetik gruplama chuA, yjaA ve TspE4C2 markır genlerinin multipleks PZR'ı ile yapılmıştır. fimH genotiplemede PZR ile genin varlığı belirlenerek dizi analizi yapılmıştır. Çalışılan 106 E. coli izolatının 22'si fenotipik, 70'i genotipik olarak GSBL pozitif olduğu belirlenmiştir. Antibiyotik duyarlılık testine göre suşlar en çok imipenem (% 99.05) ve piperasilin/tazobaktam'a (% 100) duyarlı iken, en yüksek oranda ampisiline (% 61.32) ve klindamisin'e (% 100) dirençlidirler. Hem GSBL üretenlerde hem de GSBL üretmeyenlerde çoğunun B2 filogenetik grubunda, en azının ise B1 grubunda olduğu görülmüştür. Çalışılan toplam 106 ExPEC izolatlarının 95'inde (% 89.62), üropatojenik E. coli (UPEC)'lerin (%90.32) fimH varlığı tesbit edilmiştir. Bu sonuçlar basit, hızlı moleküler tekniklerin E. coli'lerin etkili tedavisinde ve aşı jeliştirme çalışmalarında kullanılabileceğini göstermiştir.

Genomic characterization of Pseudomonas aeruginosa clinical isolates by pulsed field gel electrophoresis method

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2014 Diğer
.Pseudomonas aeruginosa hastane enfeksiyonlarının en yaygın sebebidir, özellikle yoğun bakım ünitelerinde, bronkoskopi, onkoloji, ve üroloji bölümlerinde görülmektedir. Bu çalışmanın amacı PFGE yöntemiyle P. aeruginosa klinik isolatlarının klonal ilişkisinin ve PFGE'nin cut off değerinin belirlenmesidir. 2006-2011 yılları arasında MESA özel hastanesi mikrobiyoloji bölümünün bakteri arşivinden elde edilen 58 klinik isolat nümunesi retrospektif ve genotipik olarak incelendi. PFGE, Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezinde yapıldı. Isolatların ilaç direnç profili kontrol fenotipik karakteri olarak kullanıldı ve bunu gözlemlenen A-Z PFGE pulse tipleriyle mukayese edilerek, dendogramları çizildi. P. aeruginosa isolatlarının antibiyotiklere direnç oranları; chloramphenicol (% 60), gentamycine (% 55) ve imipineme (% 11), meropenem (% 39) pipracilin (% 31), ciproflaxacilin (% 10), ceftazidin (% 23), cefepim (% 6), cefoxitin (% 16), tobramycin (% 25), ve aztreonam (% 10), % 33 ise birden fazla ilaca direnç gösterdi. PFGE, SpeI restriksiyon enzimi ile yapıldığında % 95 üzeri cut off değeri 53 farklı pulse tipiyle sonuçlandı. Fakat cut off değeri % 80 üzerine indirildiğinde strainler 25 kümede toplanıldı. Her küme hastanenin farklı bir bölümünü temsil etmektedir. Dokuz sonuç ise kümelerin dışında ayrı olarak ve tek tek çıktı. Bu ikinci cut off ile aynı hastanın farklı isolat bakterileri aynı kümeye doğru yerleşti, halbuki bir önceki cut offta çelişik, farklı genotiplerde çıktı. SpeI enziminin PFGE cut off değeri XbaI'nınkinden farklıdır.Tenover kriterleri, yeni enzimleri de kapsaması gerekmektedir. A-Z pulse tipleri gözlemlendi; özel pulse tipleri sadece bronkoskopi hastalarınını isolatlarında ve başka yerde görülmedi. Bronkoskopların doğru sterilizasyonu sonucunda yukardaki pulse tiplerinin görülme sayısı azaldı.Özel pulse tipler yoğun bakımda gözlemlendi.Çok sayıda ilaça dirençli strainlerin aynı genetik kaynaklı olduğu gösterildi. PFGE yoğun bakım ve bronkoskop ünitesinde ortak bir klonun varlığını gösterildi. Bunu bronkoskop alakalı enfeksiyon olarak tanımlandı. Adı geçen hastanenin yüksek hijyen seviyesi sayesinde hastadan hastaya bulaşma olmamasına rağmen, 2006-2011 yılları arasında aynı isolatların çıkmasının sebebinin, cihazlarda biyofilm oluşumu ve tıbbi cihazların, bronkoskop, oksijen maskesi, larinkoskopun, yanlış sterilizasyonu olabileceği tahmin edildi. Bu cihazlar bu hastanenin enfeksiyon kaynağı olabilir. Iatrogenik ve yatay geçiş ile oluşan enfeksiyonlardan sakınılabilmesi için enfeksiyon kontrol ölçümlerinin arttırılmsı gerekmektedir. Anti-biyotik direnç yöntemine dayalı morfolojik tipleme yöntemi, PFGE yöntemi ile tam örtüştü ve bulgularımızı yüksek hassasiyet ve güvenilirlik ile doğruladı. Aztreonam and colistin çok ilaça dirençli P .aeruginosa isolatlarına karşı en etkili madde olarak öne çıktı. Anahtar Kelimeler:Pulsed field Gel Elektrophorez,DNA parmak izi,Pseudomonas aeruginosa,Bronkosk

Genotypic differences in nitrogen efficiency of some selected local maize varieties of Ghana

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2017 Tarih Bilim Dalı
Azot (N) etkinliği, mısır (Zea mays L.) ve diğer baklagil olmayan bitki türleri için oldukça önemli olup, bir yandan kimyasal gübrelerin üretim ve dağıtım maliyetlerinin artması, diğer yandan azotlu gübrelerin yanlış uygulanmaları sonucunda oluşan çevresel zararlar, bu konunun giderek daha da önem kazanmasına neden olmuştur. Ayrıca, ekonomik açıdan kötü durumda olan çiftcilerin yeterli düzeyde üretim yapamamaları da dünya gıda güvenliği için bir tehdit oluşturmaktadır. Yüksek verimli ve N-etkin çeşitlerin ıslah edilmesi ve kullanılması 21. yüzyıldaki gıda problemine bir çözüm olabilir. Bu çalışmanın amacı, Gana'ya ait bazı yerel mısır çeşitleri arasında azot etkinliği bakımından genotipik farklılıkların taranması vede özellikle düşük-N koşullarında yüksek verim performansı sergileyen üstün genotiplerin belirlenerek ıslahcılara ve çiftcilere önerilmesidir. Toplam 8 adet yerel mısır çeşidi (White Abontem, Honampa, Yellow Abontem, Kunjorwari, Sanzalsima, Ewulboyu, Wandataa and Tintim) ve 2 adet hibrit çeşit (OSSK 644 ve DKC 7211) kontrollü iklim odasında, besin çözeltisi ortamında düşük-N (0.3 mM) ve yüksek-N (3.0 mM) dozlarında 6 hafta boyunca test edilmiştir. Neticelere göre çeşitler azot alım ve kullanım bakımından istatistiki olarak birbirinden farklıdır. Düşük-N'de kök kuru ağırlık yüksek iken, gövde kuru ağırlık da yüksek-N dozunda yüksektir. Ayrıca çeşitler arasında da farklılık tespit edilmiştir. Biyomasa göre Honampa, OSSK 644 ve White Abontem hem düşük-N de N-etkin, hem de yüksek-N de N-duyarlı olarak karakterize edilmiştir. Tintim ve Ewulboyu sadece yüksek-N de N-duyarlı olarak karakterize edilirken, Kujorwari düşük-N de N-etkin olarak karakterize edilmiştir. Diğer çeşitler ne N-etkin ne de N-duyarlı olarak karakterize edilmiştir. Güçlü ve iyi gelişmiş bir kök sistemi, özellikle düşük azot koşullarıda üstün performas sergileyen N-etkin çeşitlerde temal rol oynamaktadır.

Geometric and mobility analysis of the Miura-Ori pattern and its derivations

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2016 Diğer
Origami bir Japon kağıt katlama sanatıdır. Son yıllarda açılıp-kapanan direkler, uydu antenleri gibi uzaya dair uygulamalarda, acil ve geçici sığınaklar, taşınabilir sergi stantları gibi mimari alanlarda uygulanmaya başlamıştır. Origamiden esinlenilen açılıp kapanabilen plak strüktürler yapısal ve mekansal özellikleri nedeniyle mimar ve mühendisler tarafından ilgi çekmektedir. Bu strüktürlerin rijit origami desenlerinden kaynaklanan özel geometrileri vardır. Miura-Ori rijit origami dört plakadan oluşan bir birimin tekrarlanmasından oluşur. Tam kapanıp açılabilme özelliğine sahiptir. Bu tez Miura-Ori ve türevlerini geometrisi ve hareket kabiliyetliliği açısından inceleyerek bir hareketli plak strüktür oluşturma olasılıklarını incelemektedir. Tezin ilk kısmı Miura-Ori rijit origaminin geometrisini önceden belirlenmiş parametreleri ile hesaplamalı incelemektedir. Amaç, istenilen formlara ulaşmak için geometrik kısıtlamaları türetmektir. Küçük ölçekli fiziksel modeller, geometrik tasarım yönergelerini doğrulamak için oluşturulmuştur. Miura birimi dört adet sert plakadan ve dört adet döner mafsaldan oluşan tek serbestlik dereceli bir küresel mekanizmadır. Tezin ikinci kısmı serbestlik derecesi analizi üzerine yoğunlaşmıştır. Amaç tek serbestlik dereceli olma durumunu değiştirmeden elimine edilecebilecek plaka ve mafsalları belirlemek için bir yöntem geliştirmektir. Son olarak, mimari bir uygulama için Miura-Ori modeline dayanan hareketli bir plak strüktür önerilmiştir. Ancak mimari uygulama düşünüldüğünde plakalar gökyüzünü kapatarak binanın içinde güneş ışığı ve gün ışığının kullanılabilirliğini etkiler. Bu sebeple bazı plakalar önerilen metoda uygun olarak eksiltilmiştir. Yapının nihai şekli, ısıtma ve aydınlatma sağlamak için güneşten daha fazla enerji almamızı sağlayacaktır. Çözümleri göstermek için fiziksel bir model de yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: rijit origami, Miura-Ori, küresel mekanizmalar, serbestlik derecesi.

Geopolitics of Kirkuk and it's impact on the future of Iraq

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Diğer
Irak, Birleşik Devletler tarafından 2003'teki işgalinden itibaren dünya medyasında devamlı gazete başlıklarına konu olan bir ülkedir. Ülke, hem etnik, hem de mezhepsel açılardan iç karışıklıkla zarar görmüştür. Kerkük'ün kuzey bölgesi, büyük petrol rezervlerine sahip olmasından dolayı, Irak'taki en ihtilaflı bölgelerden biri olmuştur. Diğer unsurların aleyhine olarak, güç dengesinin Kürtlerin tarafına kaydığı 2003 tarihinden bu yana bölge, Kürtler, Araplar ve Türkmenler arasında siyasi ve milliyetçi mücadelenin mecrası olmuştur. Birçok sebebin arasında, bu güç kayması, ülkede ve bölgedeki istikrarsızlığın ana sebeplerinden biri olmuştur. Kürtler petrol gelirlerine hükmetmeye devam ettikçe, ihtilaf sürecektir ve Türkiye ve İran gibi ülkelerin toprak bütünlüklerine bir tehdit oluşturması sebebiyle, bu önemli bölgesel güçleri de içine alacak bir şekilde, tüm bölgeyi alevlendirme potansiyelini taşımaktadır. Böylesine tehlikeli bir ihtilaftan kaçınmanın tek uygulanabilir çözümü ise, Kürtlerin ve Irak Hükümeti'nin farklılıklarını bir kenara koyup Irak'ın bütünlüğüne bağlı kalmaları ve Irak Anayasası'na saygı duymalarıdır. Bu tez çalışması, Kerkük üzerine odaklanarak, ülkedeki ihtilafların tarihini, sebeplerini, önemli oyuncularını, gelecekteki sonuçlarını anlatacak ve analiz edecek; Iraklıların ve bölgenin iyiliği için, ihtilafın çözülmesine ve Irak'ın istikrarlı, işleyen bir ülke olmasının sağlanmasına yönelik öneriler sunacaktır. Anahtar Sözcükler Kerkük, Kürt Politikaları, Irak Merkezi Hükümeti, DAEŞ, Petrol

Georg Jellinek'in Üç Unsur Teorisi bakımından Filistin örneğinin incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Bu tez, kamu hukukunun önemli konularından biri olan devletin unsurlarını ele almaktadır. Devletin tanımı genellikle temel unsurları etrafında döndüğünden, kamu hukukçuları, devlet ve unsurlarının tanımı konusunda farklı yaklaşımlar ortaya koymaktadır. Örneğin: bazı hukukçular, devletin toprak, halk ve egemenlik olmak üzere üç unsurdan oluştuğunu düşünmüşlerdir. Diğerleri ise, devletin toprak, halk, egemenlik ve uluslararası tanınma olmak üzere dört unsurdan oluştuğu düşünmüştür. Tezin birinci bölümünde, devletin tanımı ve unsurları Alman hukukçu George JELLINEK'in anayasal teorisi açısından incelenecektir. İkinci bölüm ise, Filistin meselesini başlangıcından 2021 yılına kadar ele alacak, burada hukukçu George JELLINEK'in teorisi Filistin örneğine uygulanacaktır. Hiç kuşku yok ki, dünyada bugün hâlâ çözüm bekleyen önemli sorunlardan birisi, İsrail-Filistin çatışması ile varlığını sürdüren Filistin Sorunudur. Devletin ilk unsuru toprak olduğu için, Filistin meselesini karmaşık hale getiren konu, Filistin-İsrail'in toprak konusundaki çatışmasıdır. Filistin topraklarının sınırlarının yüzyıllar boyunca kesin olarak tanımlanmadığını belirtmekte fayda var, çünkü Filistin'in tarihi haritalarının izini süren herkes onları çağlar boyunca istikrarsız bulur. Bunun nedeni, sayısız sömürge gücünün Filistin'i işgal etme ve mallarını talan etme mücadelesidir. Öte yandan, ikinci unsurun halk olduğunu görürüz, Filistin halkının meselesi toprak mülkiyeti etrafında döner. Filstin-İsrailinin davası ortaya çıkışı ve İsrail'in Filistin topraklarına sahip olduğu iddiası, savaşlara uluslararası alanda yasaklanmış suçlara neden olmuştur. Bu olaylar, Filistinlilerin sayısı cinayet ve yerinden edilme nedeniyle giderek azaldığından Filistin nüfusunu olumsuz etkiledi, bu da Yahudi sayısının Filistinlilere kıyasla artmasına neden oldu. Devletin üçüncü unsuru olan egemenlik konusuna gelince, bu tezin sayfalarında incelenecek olan Filistin-İsrail çatışmasıyla ilgili olarak egemenlik meselesinin bilinmeyen bir kadere bırakıldığını söyleyelim. Anahtar Kelimeler: Georg Jellinek, Filistin, Devlet, Egemenlik, Millet, Ülke