Thesis Search




SEARCH RESULTS

Göçebe vampir: Sözlü kültürdeki oluşumundan çağdaş sinemadaki sunumuna vampir imgesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Diğer
21. Yüzyılın ilk yirmi yılında Dünya sinema tarihinde vampir karakterine duyulan ilginin artması vampir anlatıları ve temsillerindeki önemli değişikliklere işaret eden araştırmacılar arasında akademik bir tartışmayı başlatmıştır. Geleneksel Güney Slav inanış ve efsanelerindeki vampir mitinin köklerine geri dönen çalışma, vampirlerin çağdaş temsillerini sanayi öncesi toplumlarınkilerle karşılaştırarak bu değişikliklerin tartışılmasına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Sembolik-yorumlayıcı yaklaşım ve liminalite kavramının teorik anlayışıyla yönlendirilen çalışma, vampiri, sosyal gerçekliğin hayal edilen ve temsil edilen liminal söylemlerini göstererek farklı anlamlar içeren kültürel bir simge olarak tanımlamaktadır. Güney Slav dil grubu dışındaki okuyucular ve araştırmacılar için şimdiye kadar erişilmesi zor olan zengin etnografik materyalin analizi, vampirin ontolojik liminalite tabiatının bu varlıkla bağlantılı tüm temsilleri şekillendirdiğini göstermektedir. Bu perspektiften, Gece Yarısı Sokakta Tek Başına Bir Kız (2014), Gir Kanıma (2008) ve Bir Vampir Hikayesi (2012) gibi romantizm ve korkuyu birleştiren çağdaş vampir alt türünün en önemli temsillerinden bazılarına odaklanan çalışma, liminalitenin en temel yönlerinin nasıl şekillendirildiğini gösterirken, verilen temsillerin karşılaştırılmasıyla çağdaş yaşamımızdaki liminal sosyo-kültürel söylemlerin deneyimi ve yorumu hakkında bir tartışma yaratarak baskıcı küresel koşullar altında post-modern toplumlardaki kimliklerin karşılaştığı zorluklara işaret etmektedir.

Göçmen gönderilerinin yoksulluk üzerindeki etkileri: Orta Asya örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Diğer
Bu tezin amacı, üç Orta Asya ülkesinde- Özbekistan, Tacikistan ve Kırgızistan'da işçi dövizlerinin yoksulluk, eşitsizlik ve beşeri sermaye (sağlık ve eğitime yapılan hane harcamaları) üzerindeki etkilerini analiz etmektedir. Şimdiye kadar çeşitli çalışmalar, gelişmekte olan ülkelerde işçi dövizlerinin ve uluslararası göçün yoksulluğa etkisini incelemiştir. Ancak, Orta Asya bölgesi, yeterince araştırılmamıştır ve bu bölgede işçi dövizlerinin yoksulluğa etkisini inceleyen ülke karşılaştırmalı çalışma bulunmamaktadır. Bu tezin 3. bölümü, Kırgızistan Cumhuriyeti, Tacikistan ve Özbekistan'a ait işçi dövizleri, uluslararası göç ve yoksulluğa ait CALISS 2013 veri setini analiz ederek bu araştırma eksikliğini gidermeye çalışmaktadır. Gelirin göç kararlarında önemli bir faktör olduğunu saptayan, standart ampirik yaklaşımdaki ana sorun, yoksulluk modelindeki işçi dövizleri ve göçün potansiyel içselliğidir. Uygulamada, araç değişkenleri nadiren ikna edicidir ve etkin bir çözümdür. Bu nedenle, marjdaki etkisi yerine, göçün ve işçi dövizlerinin toplam etkisini tahmin ediyoruz. Bu tezin dördüncü bölümü, üç Orta Asya ülkesi, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan'da göçmen işçi dövizlerinin beşeri sermaye üzerindeki etkilerini hanehalklarının sağlık ve eğitime harcamaları bazında incelemektedir. Bu çalışma, bölgedeki sağlık ve eğitim, uluslararası göç, işçi dövizleri hakkında en güncel hanehalkı anket verilerini analiz ederek eksikliği gidermeye çalışmaktadır. Çalışmada eğitim ve sağlık üzerinde toplam ve göreceli hane harcamalarını açıklayan iki ampirik model tahmin edilmiştir. Bağımlı değişkenler içindeki sıfır tüketim gözlemlerinin de paylarını dikkate alarak, Tobit tahmin prosedürünü uygulanmaktadır. Sonuçlar, işçi dövizlerinin hanelerin beşeri sermayesi üzerindeki önemli etkilerini göstermektedir.

Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti suçları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Diğer
Hukuki uygulamada, devlet düzeyinde güvenliği doğrudan doğruya ve olumsuz şekilde etkileyen çok sayıda suçla karşı karşıyayız. Söz konusu suçlar kapsamlı bir şekilde araştırılırken, bu doktora tezi iki suça dayanmaktadır. Doktora tezinin araştırma problemi, Türkiye Cumhuriyetin'de göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti suçlarıdır. Bu sorunu aydınlatabilmek için bu konu ile ilgili olan ve araştırma konusunu kapsayan materyaller, kitaplar, yayınlar ve raporların detaylı analizi yapılmıştır. Bu çalışmada, insan ticareti ve göçmen kaçakçılığı suçları, bu suçların doğası, aralarındaki benzerlikler ve farklar, suçların maddi konusu, özellikleri, bu suçlara bağlı sorunlar ve uluslararası düzenlemeler ele alınmıştır. Bu çalışma üç bölümden oluşacaktır: Birinci bölümde, göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti suçları ile ilgili temel bilgiler ve genel açıklamalar, kavramların tanımı, uluslararası düzenlemeler, mülteciler ve göçmenler arasındaki farklar incelenecektir. İkinci bölümde 5237 sayılı TCK'da düzenlenen göçmen kaçakçılığı suçu, karşılaştırmalı hukuktan da yararlanarak incelenecektir. Üçüncü bölüm ise, 5237 sayılı TCK'da düzenlenen insan ticareti suçuna ayrılacaktır. Anahtar kelimeler: yasal çerçeve, suç, insan ticareti, göçmen kaçakçılığı, stratejiler ve güvenlik

Göçmenlerin ev sahibi ülkelerindeki yaşam memnuniyetinin belirlenmesi: Türkiye'deki Sahra Altı Afrikalı göçmenlerin üzerine bir vaka çalışması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Göç Yönetimi Bilim Dalı
Bu çalışmada Türkiye'de yaşayan Sahra Altı Afrikalı göçmenlerin yaşam memnuniyeti araştırılmıştır. Çalışma ayrıca göçmenlerin göç etme motivasyonları ve hedef ülke olarak Türkiye'yi seçme nedenlerini belirlemeyi amaçlamıştır. Bu araştırmayı gerçekleştirmek için Türkiye'nin 8 şehrinden 286 erkek ve 206 kadından oluşan 489 katılımcı rastgele örnekleme modeliyle seçilmiştir. Çalışmada, katılımcılardan ilgi çekici çeşitli konularda yanıtlar almak için yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşmeler ve anketler kullanılmıştır. Sosyal Bilim İstatistik Paketi (SPSS) 20. versiyonu kullanılarak yapılan veri analizinin sonuçları, kullanılan araştırma anketinin (SWLS) 0.92'lik Cronbach alfa katsayısı ile yüksek düzeyde tutarlı olduğunu göstermiştir. Genel olarak, katılımcıların %68.10'si yaşamlarından çeşitli derecelerde memnuniyet bildirmektedir. Katılımcıların %8.59'ü tarafsızdı, %23,32'si ise biraz memnuniyetsiz, memnuniyetsiz veya aşırı derece memnuniyetsiz olduğunu bildirdi. Veri analizinden elde edilen oranı da [t(487) = 0.0115, s < 0.05] erkek katılımcıların kadın meslektaşlarına kıyasla yaşamlarından önemli ölçüde daha memnun olduklarını göstermektedir. Göçmenlerle yapılan görüşmelerin sonucunda göç etmelerinde şu motivasyon kaynakları öne çıktı: kaliteli eğitime erişim, daha iyi ekonomik fırsatlar arayışı, çatışma ve doğal afet ve macera arayışı. Ayrıca, Türkiye'nin stratejik konumu ve daha kolay vize alma süreçleri, Türkiye'nin ekonomik gelişme ve sanayileşme düzeyi, Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki sağlıklı ve karşılıklı ilişki, Türkiye'deki eğitimin kalitesi ve aile birleşimi gibi faktörler katılımcılar tarafından Türkiye'ye göç etme nedenleri olarak verilmiştir.

Göçmenliğin ekonomik etkileri: Bahama adaları örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Finansal İktisat Bilim Dalı
Bu çalışmada yoğun göç alan Bahama Adaları'nda göçmenliğin ekonomik etkileri analiz edilmiştir. Bu çalışmanın hipotezine göre, Bahama Adaları'na gelen kalifiye göçmenlerin beşeri sermayesi yüksekse ve kalifiye olmayan göçmenler yerlilere göre eksik ikame sağlıyorsa, iç göç Bahama Adaları'nın ekonomisi üzerinde olumlu bir etki yaratacaktır. Göçmenlerin geldikleri ülkeye olan etkileri doğrudan göçmenlerin profili ile alakalıdır. Kalifiye olmayan göçmenler, kalifiye olmayan yerlilerin ücretlerinin değerini düşürecek ancak işsizlik oranını arttırmayacaktır. Göçmenliğin yerli nüfusun işsizlik oranlarına etkisi belirli bir biçimde sonuçlandırılamamaktadır. Çünkü Bahama Adaları örneğine bakıldığında, ülkenin kalifiye elemanlardan ziyade, kalifiye olmayan elemanlara sahip olduğunu görmek mümkündür. Kalifiye göçmenler kalkınma açısından incelendiğinde emek piyasasına olumlu etki ederken, kalifiye olmayan göçmenlerin etkisi daha olumsuz olacaktır. Ancak kalifiye olmayan Haitili göçmenlerin sayısındaki artış, yerli halka göre tam ikameli olma durumunun olumsuz etkilerini dengelemektedir. Kalifiye olmayan göçmenler, önceki kalifiye olmayan göçmenlerin yerine geçerek işgücüne olan talebi düşürebilir; ancak bu durum iş kolları için fiyatların ve tüketici için birikimlerin düşmesi ile sonuçlanacaktır. Göçmenlik işgücüne katılım oranını düşürmemekte, aksine yeni iş kolları ve iş alanlarının oluşmasını sağlamaktadır. Katma Değer Vergisi (KDV) tüketim malları üzerine eklenip ödenmekte ve Dolaysız Yabancı Yatırımlar (DYY) inovasyonu desteklemektedir. Kamusal eğitim, sağlık hizmetleri ve göçmenlerin dışarıya aktardığı paralardaki azalma oran olarak küçük ve negatiftir. Ancak, Ulusal Sosyal Güvence Kurulu (ya da NIB) kaynakları göçmenler için orantısız bir biçimde kullanılmamaktadır. Bahama Adaları'nın nüfusu yaşlandıkça ve Ulusal Sosyal Güvence kaynakları giderek azaldıkça, ekonomiye katkı sağlamak, üretim kapasitesini ve büyüme hızını arttırmak adına daha büyük bir nüfusa ihtiyaç duyulacaktır. İşgücüne katılım oranları ülkede yüksektir ve göçmen sayısının artışıyla birlikte büyümeye devam etmektedir. Yerli halkın ücretleri azalmamıştır ancak kalifiye olmayan elemanların ücretlerinde gözlemlenen artış oranı düşüktür. Buna rağmen, yerli halk ve yakın zamanda ülkeye gelen göçmenlerin ücretleri arasında entegrasyon görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Dış Göç, Göçmenlik, Göç Teorileri, Bahamalar.

Göğüs hastaliklarinin teşhis edilmesinde makine öğrenmesi algoritmalarinin kullanilmasi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Diğer
Birçok hastalık insan yaşamını, sağlığını ve yaşam kalitesini birçok yönden etkileyerek tehdit etmektedir. Bunlar arasında tüberküloz (TB), kronik obstrüktüf akciğer hastalığı (COPD), zatürre, astım ve akciğer kanseri gibi göğüs hastalıkları hem gelişmekte olan ülkelerde hem de gelişmiş ülkelerde önemli sağlık sorunları ve ölüm nedenlerinden başlıcaları olarak kabul edilmektedir. Bir hastalığın teşhisi doktorlar tarafından ne kadar erken konulursa, hastanın iyileşme olasılığı o kadar yükselmektedir. Bu anlamda, günümüzde uzman sistemler ve farklı yapay zeka teknikleri, tıbbi teşhis dahil olmak üzere çeşitli alanlardaki farklı problemleri çözmek için başarıyla kullanılmaktadır. Bu doktora tezi kapsamında, göğüs hastalıklarını teşhis etmek için destek vektör makinaları (SVM), K-en yakın komşular (K-NN) ve Basit Bayes sınıflandırma (NB) metotları kullanılmıştır. Ayrıca, ilk kez uyarlamalı destek vektör makina metodunun (ASVM) göğüs hastalıkları teşhisindeki performansı da değerlendirilmiştir. Bu metot, SVM tekniğinin en uygun eşik değerini bulacak şekilde geliştirilmesine dayanmaktadır. Kullanılan bu yaklaşımlar Diyarbakır Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nden alınan deneysel veriseti kullanılarak ve daha önceki çalışmalarda kullanılan sinir ağları yöntemleri ile karşılaştırılarak değerlendirilmiştir. Yapılan çalişmada elde edilen sonuçlar, kullanılan metotların, özellikle de ASVM metodunun başarim etkisinin yüksek olduğunu göstermiştir. ASVM metodu, öngörülebilir ve doğruluk oranı en yüksek sonuçları vererek göğüs hastalıklarında etkili bir şekilde kullanılabileceğini kanıtlamıştır.

Göktürk devri Kazakistan kaya resimleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2015 Türk-İslam Sanatı Bilim Dalı
Kaya resimleri, boyların düşünce yapısı, hayat tarzı ve göç yönleri hakkında çok yönlü fikir edinmede önemli tarihi kaynakları oluştururlar. Bu tezde, erken devir Türk sanatı ürünlerinden olan kaya resimleri arkeolojik açıdan değerlendirilmiş, halkların geleneksel dünya görüşleri ve etno-kültürel ilişkileri bağlamında incelenmiştir. Çalışmamızın özelliği, konunun kültür tarihî açısından incelenmesinden ziyade, sanat tarihi açısından araştırmak olmuştur. Bu yaklaşım neticesinde Türk boylarının tarihi gelişimleri ve hayat tarzları arasında bir ilişkinin olup olmadığı açığa kavuşturulacaktır. Bu çalışmada, özellikle kaya üstü resimler (petroglifler) üzerinde durulmuştur. Bilim adamları, çağların başlangıcını, yazının bulunmasından itibaren başlatmışlardır. Hâlbuki kaya üstüne nakşedilen resim ve figürlerin M.Ö. XIV. binlerde başladığı bilinmektedir. Kaya üstü resimlere, tıpkı yazı gibi okunup anlam verilebilmekte; yaklaşık on beş bin yıllık insanlık tarihi anlamlandırılabilmektedir. Kaya üstü resimler ve figürler Asya ile Avrupa kıtasının büyük bir bölümünde ve Afrika kıtasının kuzeyinde, düzenli olarak karşımıza çıkmaktadır. Yer isimleri, mimari ve diğer kültür unsurları, kaya üstü resim ve figürleri ile paralellik göstermektedir. Bütün kültür unsurları bir arada düşünüldüğünde, Türklerin yaklaşık XV. bin yıldır dünya üzerinde olduğu ve muhteşem bir medeniyet ortaya koyduğu anlaşılmaktadır. Özetle bu çalışmada, Göktürk dönemi kaya üstü resim ve figürlerin tarihi derinliği ve benzeri yönleri ele alınarak üslûp açısından değerlendirilmesi yapılmıştır.

Görsel servolama yaklaşımı ile endüstriyel robot kol kontrolü

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Kontrol ve Kumanda Sistemleri Bilim Dalı
Endüstriyel robotlar ve otomasyon sistemleri, günümüzde endüstrinin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Makineler artık endüstri, tarım, ilaç ve çok daha fazlası dahil olmak üzere hemen hemen tüm alanlarda teknolojinin sınırlarını zorlamaktadır. Endüstriyel robotik sistemlere birçok uygulamada giderek daha fazla güvenilmektedir. Ancak, robotik sistemler genellikle yüksek yapılandırılmış ortamlarda çalışacak şekilde sınırlı kalmaktadır. Sensörle konumlandırma ve algılama için kullanılmasına rağmen, bu cihazlar çalışma ortamı ve işletim hızı ile oldukça sınırlıdır ve genellikle çok pahalıdırlar. Görüntü sensörlerinin robotik sistemlerle entegrasyonu ile görsel servolama sistemi, robotların çalışma alanının temassız ölçümleri yapılarak yapılandırılmamış alanlarda dahi çalışmasını sağlar. Görsel bilginin kontrol sistemlerinde kullanımı her zaman elektronik alanda büyük bir araştırma alanı olmuştur. Görüntü özelliklerinden hareket kontrolüne doğrudan geri bildirim kullanan görsel servolama yöntemlerinin, görüş tabanlı kontrol sistemlerinde birçok kararlılık ve güvenlik sorununa sahip olacağı öngörülektedir. 3 boyutlu uzayın 2 boyutlu uzaya yansıtılması veya tam tersi, kamerada meydana gelen boyut verilerinin kaybına neden olur ve görüş tabanlı kontrolde zorluklar oluşturur. Bu konu için görüntü işleme ve bilgisayarlı görme araçları, görüntü iyileştirmede zorunludur. Öte yandan, endüstriyel robotun manevra kabiliyeti ve esnekliği karmaşık çevre ile başa çıkabilme yeteneğine sahip olmalıdır. Ayrıca bir manipülatör robotunun doğrusal olmayan ve karmaşık yapısı, sorunu daha da zorlaştırmaktadır Bu tez, öncelikle robot boyutlarını dikkate alarak ve manevra kabiliyetinin robot çalışma alanını en üst düzeye çıkardığından emin olmaya çalışarak kinematik gelişimi ortaya koymaktadır. İkinci olarak, görüntü özellik noktalarından el konfigürasyonu ve yörünge planlama algoritması ile dolayi görüntü tabanlı görsel servolama tanıtılmaktadır. Görüntü mekanındaki özellik noktalarını uzaydaki noktalarla ilişkilendirmek için klasik orantılı bir kontrol stratejisi kullanılır. Görsel servolama ile kontrol yöntemi, robotun uç noktasını bir başlanıç noktasından hedef noktasına, görüntüde algılanabilen bir yol doğrultusunda taşımaktadır

Görüntü işleme teknikleri kullanılarak anizokori hastalığının teşhisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Bilgisayar Mühendisliği Bilim Dalı
Göz bebeğindeki anomaliler bir çok hastalığın belirtisi olabilir. Bu hastalıklardan biri olan Anizokori, iki göz bebeği büyüklüğünde bir eşitsizlik olma durumu ile karakterize edilmektedir. Anizokori normal popülasyonun %20'sinde görülen yaygın bir durumdur. Bu tez çalışmasında, sayısal görüntü üzerinde MATLAB hesaplama ortamı kullanılarak uygulanan görüntü işleme teknikleri ile her iki göz bebeğinin tespiti ve büyüklük karşılaştırması gerçekleştirilmekte ve elde edilen sonuçlar ışığında Anizokori durumu olup olmadığının belirlenmesi için bir algoritma önerilmektedir. Söz konusu çalışmada giriş verisi ve test amaçlı kullanılmak üzere görüntüler Siblings Image Database ve İnternet ortamından temin edilmiştir. Bu yüksek lisans tezi sayısal görüntü işleme problemiyle ağırlıklı olarak belirlenen ilgi nesnelerinin lokalizasyonunu kapsamaktadır. Sayısal bir görüntüdeki yüz ve göz çifti lokalizasyonu, göz bebeği tespiti ve ölçümü yapılarak belirlenmektedir. Bu tez çalışması, görüntü işleme algoritması kullanılarak, göz bebeğinin tespiti ve ölçümünün tıp ve psikoloji tanılarında nasıl kullanılabileceğini anlamaya yönelik fikir ortaya koymuş bir çalışmadır.

Gözetimin yeniden üretildiği bir alan olarak yeni medya ve mahremiyet algısındaki değişim: Kosova örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Genel Gazetecilik Bilim Dalı
Teknolojinin gelişmesi ve yeni medyanın kendimizi ifade edebilmek için sunduğu imkanlar, mahremiyet kavramını bir değişime ve dönüşüme uğratırken; aynı anda insanların güvenliği adına yeni gözetim araçlarını geliştirdiği görülmektedir. Gözetim ve mahremiyet algıları hayatımızda her zaman var olmuştur ancak iletişim teknolojilerinin ilerlemesi ile sürekli değişim ve gelişme göstermiştir. Kamusal ve özel yaşam ekseninde düşünülünce bu iki alanın birbiriyle sürekli etkileşim ve çatışma içinde olması, özellikle sosyal paylaşım ağlarının bireylerin mahremiyet alanına ihlali değerlendirilirse gözetim ve mahremiyet algısı üzerine daha fazla durmamız gerekmektedir. Bu çalışma, Kosova'da interneti ve sosyal araçları yoğun olarak kullanan gençlerin, gözetimin yeniden üretildiği bir alan olarak yeni medya ve mahremiyet algısındaki değişimini incelemeyi hedeflemektedir. Bu bağlamda 18 lisans ve lisansüstü Hasan Prishtina Üniversitesi öğrencileri ile yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılmış ve bu öğrencilerin görüşleri alınıp değerlendirilmiştir.

Grafen tabanlı kiral amin-tiyoüre heterojen katalizörlerinin hazırlanması ve enantiyoseçici reaksiyonlarda kullanılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2022 Diğer
Bu çalışmada, enantiyoseçici reaksiyonlarda kullanılmak üzere grafen tabanlı yapısında primer amin-tiyoüre taşıyan heterojen bir katalizörün hazırlanması amaçlanmıştır. Bu amaçla ilk olarak yüksek saflıkta doğal grafit tozu kullanılarak ideal niteliklere sahip grafen oksit (GO), modifiye edilmiş Hummer's metodu ile hazırlanmıştır. Ardından, enantiyomerik olarak saf (1S,2S)-(+)-1,2-diaminosiklohekzandan çıkılarak yapısında primer amin–tiyoüre taşıyan organosilan bileşiği elde edilmiştir. Grafen oksit ve enantiyomerik olarak saf organosilan bileşiğinin reaksiyonu ile yapısında primer amin–tiyoüre taşıyan grafen malzemesi sentezlenmiştir. Elde edilen GO tabanlı malzemenin detaylı karakterizasyonu yapısal ve morfolojik olarak UV-Vis, FT-IR, Raman, XPS, SEM ve TEM metotları kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Edilen edilen grafen tabanlı heterojen katalizör, aldehitlerin nitrostirenlere ve maleimidlere enantiyoseçici Michael katılmasında kullanılmıştır. Reaksiyonlar sonucunda katılma ürünleri kolon kromatografi ile saflaştırılarak yapıları NMR ile karakterize edilmiştir. Katılma ürünlerinin enantiyomerik fazlalıkları (ee) ise yüksek performanslı sıvı kromatografide (HPLC) kiral kolonlar kullanılarak belirlenmiştir. Ayrıca, katalitik reaksiyonlarda katalizörün yeniden kullanılabilirliği de araştırılmıştır.

Grafen takviyeli kalsiyum fosfat esaslı seramik köpük malzemelerin yapay kemik amaçlı üretimi ve karakterizasyonu

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Bu tez çalışmasında grafen ile takviyelenmiş hidroksiapatit köpüklerin biyomedikal amaçlı üretimi ve karakterizasyonu amaçlanmıştır. Karışım yöntemiyle hidroksiapatit içerisine (ağ. %0,5, %1, %1,5, %2, %3) oranlarında grafen takviyesi yapılarak kompozit toz karışımlar hazırlanmıştır. Bu karışımlara ağırlıkça %50 köpük yapıcı üre ilave edilerek şekillendirilmiştir. Sinterleme sonrasında üre uzaklaşmış ve hidroksiapatit köpükler elde edilmiştir. Üretilen köpüklerin yüzeyleri kitosan ile daldırma yöntemi ile kaplanmıştır. Köpük numunelerin mikroyapısı, yoğunluğu, basma dayanımı, antibakteriyel özelliği ve Laktatlı Ringer sıvısındaki davranışları incelenmiştir. Tezin ilk bölümünde hidroksiapatit köpük numuneler 950 ?, 1050 ?, 1150 ? ve 1-5 saat sürelerde sinterlenmiştir. Elde edilen hidroksiapatit köpük numunelerde en yüksek yoğunluğu (1.73 g/cm3) ve basma dayanımı (5MPa) değerlerini veren en uygun sinterleme sıcaklığı ve süresi 1150 ? ve 2 saat olarak belirlenmiştir. İkinci bolümde (ağ. %0.5, 1, 1.5, 2, 3) grafen takviyeli hidroksiapatit köpük numuneler 1150 ?'de sinterlendiğinde yüzeyinde derin çatlaklar oluşmuştur. 1100 ?'de ise numunelerin basma dayanımı ve yoğunluğu arttığı gözlenmiştir. Ağırlıkça %2 grafen takviyeli köpükler için en iyi deneysel yoğunluk 1,8 g/cm3 ve basma dayanımını 14 MPa olarak ölçülmüştür. Mikroskobik analizde ortalama gözenek boyutu 1mm elde edilmiştir. Laktatlı Ringer sıvı testlerinde takviyesiz ve kitosan kaplı köpüklerin pH değişimi yaklaşık 7,0 değerinden 7.3'e kadar arttığı görülmüştür. Grafen takviyeli ve kitosan kaplı köpükler ise artan grafen oranıyla 7.5 seviyelerine kadar pH değişimi gözlenmiştir. Antibakteriyel testte ise gümüş iyon içeren hidroksiapatit yapıların üzerinde bakteri üremesi görülmemiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda üretilen köpükler biyomedikal alanda kullanılabilecektir.

Grain refinement of Al4CuTi alloy with zirconium, scandium and erbium

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Diğer
Bu çalışmanın amacı Zirkonyum, Skandiyum ve Erbiyum kullanarak Al4CuTi alaşımı için optimum bir tane küçültücü bulmaktır. Zirkonyum yüzdesi ağırlıkça %0,35 olan numune, çeşitli oranlarda, ağırlıkça %0,05 ila %0,30 oranlarında Skandiyum ve Erbiyum ile dökülmüştür. Numuneler standart metallografik prosedürle hazırlanmış ve Optik Mikroskop, Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM) ve X-ışını Spektroskopisi (EDS) ile incelenmiştir. Zirkonyum ve Skandiyum'un birlikte ilave edilmesi, Al alaşımları üzerindeki tane küçültücü etkisinin Zr ve Sc ayrı ayrı ilavesinden daha belirgin olduğu gözlenmiştir. SEM sonuçları, Skandiyum'un Al3Sc ve Al3Zr'nin alternatif katmanlı yapısını oluşturmak yerine, Al3Zr fazında çözünmüş olduğunu, ancak tane küçültülmesi üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğunu ortaya koymuştur. Bu araştırmanın arkasında yatan en önemli fikirlerden biri, Erbiyum'un pahalı olan Skandiyum'un yerini alıp almayacağını belirlemektir. Erbiyum, %0,2'den daha az bir miktarda kullanıldığında kararlı haldedir ancak etkili bir tane küçültücü olarak Skandiyum'un yerini alamaz gibi görünmektedir, çünkü AlCuEr fazı, aktif heterojen çekirdeklenme bölgesi olarak hareket etmemiştir ve sonrasında tane küçültülmesine olanak sağlamamıştır. Ağırlıkça % 0,1 Sc, % 0,15 Er ve % 0,002 TiB2 kombinasyonu tanecik boyutunu hedefimiz olan 50 µm'e düşürerek bu çalışmanın en iyi sonucunu oluşturmuştur.

Gram negatif çomaklarda karbapenamazların moleküler yöntemlerle araştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Diğer
Bu çalışma, İstanbul Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından desteklenmiştir. Proje No: 20992 Bu çalışmada, 23 Ocak -23 Temmuz 2017 tarihleri arasında, hastanemizin yoğun bakım servislerinde yatan hastaların rektal veya dışkı örnekleri incelenerek, karbapenemlere dirençli Enterobacteriaceae ailesindeki türlerle kolonizasyonu agarda tarama yöntemiyle araştırılmıştır. Karbapenem grubu antibiyotiklerin MİK değerleri buyyonda dilüsyon yöntemiyle belirlenmiştir. Karbapenemazların varlığı fenotipik testler ve moleküler yöntemlerle araştırılmıştır. Karbapenem direncine neden olan ve en yaygın olarak saptanan genler (OXA-48, IMP, VIM, KPC ve NDM) klasik PCR ve Real time PCR yöntemiyle araştırılmıştır. Ayrıca OXA-48, NDM, KPC pozitif bulunan toplam dokuz izolata DNA dizi analizi uygulanmıştır. Çalışma dönemi boyunca, toplam 765 rektal sürüntü veya dışkı örneği taranmış ve 98 suş izole edilmiştir. 98 izolatın 91'i Klebsiella pneumoniae, üçü Klebsiella oxytoca, üçü Enterobacter cloacae ve bir tanesi Escherichia coli olarak tanımlanmıştır. Fenotipik testlerden; KİM, MHT, ve BCT testleri karbapenemaz üreten izolatları sırasıyla %100, %98 ve %90.8 oranında doğru olarak tespit etmiş, ancak enzim tipleri bu testlerle özgül olarak belirlenememiştir. K. pneumoniae suşlarının 49'unda blaOXA-48, 34'ünde blaOXA-48/blaNDM-1, yedisinde blaNDM-1 ve birinde blaKPC geni, K. oxytocasuşlarının ikisinde blaOXA-48 ve birinde blaNDM-1, E. cloacae suşlarının ikisinde blaOXA-48, birinde blaNDM-1 ve E. coli suşunda blaOXA-48/blaNDM-1 geni saptanmıştır. Real time PCR sonuçları, klasik PCR sonuçları aynı oranda saptanmakla birlikte bu testle NDM-1/VIM ayırımı yapılamamıştır. Bu çalışmada hastanemiz yoğun bakım ünitelerinde CRE kolonizasyonu yüksek oranda saptanmış ve OXA-48 ve NDM-1 enzimleri bu dirençten sorumlu en yaygın enzim tipleri olarak belirlenmiş, OXA-48 ve NDM tipi karbapenemaz enzimlerini üreten suş sayısında önemli bir artış olduğu gözlenmiştir.

Gramsci ve modernleşme: Afganistan örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
Bu tez Afganistan kralı Amanullah Han'ın modernleşme siyasetini Antonio Gramsci'nin pasif devrim kuramını kullanarak incelemektedir. Pasif devrim kitlelerin katılımından yoksun, yukarıdan aşağı doğru gerçekleşen bir süreci tanımlamaktadır. Bu çalışmada yeniden örgütlenmekte olan toplumlar için tarihsel yolu pasif devrimin oluşturduğu tartışılmıştır. Bununla birlikte, pasif devrim örnekleri kapitalizmin eşitsiz ve bileşik gelişimi bağlamında anlaşılmalıdır. Bu nedenle Amanullah'ın modern Afgan ulusunu yaratmaktaki başarısız çabası farklı ölçeklerde analiz edilmiştir. Amanullah Han'ın reformları yerel düzeyde (Afganistan'daki kent–kır ayrımı), bölgesel düzeyde (Afganistan'ın bölgesel yapısı), ulusal düzeyde (güçlü bir ordunun, öncü bir partinin ve bir burjuva sınıfının yokluğu), kıtasal düzeyde (Afganistan'ın jeopolitik konumu) ve küresel düzeyde (Doğu'nun Batı karşısındaki durumu ve 1920'li yılların küresel güç dengesi) incelenmiştir.

Green economy and sustainable development in transition economiescase study: Ukraine

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 Uluslararası İktisat Bilim Dalı
Bu araştırmada, yeşil ekonominin ortaya çıkışı ve kavramının gelişimi için önkoşul sürdürülebilir kalkınmanın bir parçası olarak incelenir. Yeşil ekonomi sürdürülebilir kalkınmanın önemli bir bileşenidir; son birkaç onyıldır özellikle AB üyeleri aktif uygulanmıştır, Ukrayna ise yakın gelecekte üyelerinden biri olmak istemektedir. Genelde geçiş ekonomisi olan ülkelerde çevre kirliliği yüksek düzeydedir. Ukrayna, Avrupa standartlarına uyup çevre kirliliği azaltmak için bir yol öğrenmeli; Dolayısıyla, yeşil ekonomi önemli bir araştırma alanıdır. Bu yazıda, bazı post-Sovyet ülkelerinde (Estonya, Letonya, Litvanya), post komünist Polonya'da ve geçiş ekonomilerinde Ukrayna, Rusya ve Gürcistan gibi yeşil ekonominin genel bir fikri incelenmiştir. Bir örnek olay olarak, Ukrayna ekonomisi incelenecektir. Çeşitli hususlar kimyasalların ve atıkların düzenlenmesi; Temiz enerji, ulaşım ve tarımın gelişimi; su arıtma ve su kullanımı, sürdürülebilir tüketim gibi girdi olarak kullanılacaktır. Karşılaştırma faktörü olarak, alınan ülkeler arasında farklı emisyon türleri ile ekonomik büyüme (GSYİH), tüketim düzeyleri ile GSYH arasındaki ilişki kullanılacaktır. Ayrıca sonuçlarına göre Ukrayna ekonomisi için, Ukrayna'nın Avrupa standartlarından ne kadar uzakta olduğu, durumun nasıl iyileştirileceği ve dolayısıyla ekonomisinin hangi dalı daha fazla yatırım gerektirdiği gibi bazı politika tavsiyeleri yapılabilir. Bu çalışmanın hipotezi iki yönlüdür: Birincisi, yeşil ekonomi kavramını Ukrayna'da uygulamanın açık bir gerekliliği vardır. İkincisi, AB üyesi olduktan sonra, post komünist ülkelerin çevre durumu önemli ölçüde iyileşmiştir.

Green synthesis of metal nanoparticles, their chemical and biochemical characterizations

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2019 Biyomühendislik Bilim Dalı
Nanoteknoloji, nanometre ölçeğinde malzemelerin üretilmesi, karakterizasyonu, manipülasyonu ve kullanımına odaklanarak gelişen bir alandır. Nanopartiküllerin, özellikle metalik nanopartiküllerin çeşitli alanlarda geniş ve kapsamlı uygulanabilir olması nedeniyle bu nanopartiküllere yüksek bir ticari talep mevcuttur. Nanopartikül sentezi için konvensiyonel yöntemler, nanopartikülleri toksik kalıntılar ile birlikte üretmesinin yanı sıra oldukça pahalıdır. Nanopartiküller üzerindeki bu toksik kalıntıların varlığı, çevresel toksisite, sitotoksisite ve kanserojenite gibi klinik ve biyomedikal uygulamaları sınırlayabilecek potansiyel riskler oluşturabilir. Bu nedenle günümüzdeki bilimsel yaklaşımlarında, biyolojinin prensiplerini kimyasal ve fiziksel süreçlerle birleştirerek, nano-boyutlu partiküllerin spesifik fonksiyonlarla üretilmesi için nanobiyoteknoloji adı verilen yeni bir bilim dalı ortaya çıkmıştır. Nanopartiküllerin sentezi için biyolojik yöntemler hem ekonomik hem de çevresel olarak yeşildir. Çünkü daha büyük ölçekli üretim için bu uygulamalarda nispeten ucuz, basit ve kolayca ölçeklendirilebilen toksik olmayan malzemeler kullanılmaktadır. Öte yandan, nanoparçacıkların mikrodalga destekli ısıtma tekniği ile yeşil sentezi ise bu uygulamalarda ek faydalar sağlamaktadır. Bunun nedeni ise, bu tekniğin istenen kalite ile birlikte daha yüksek verime sebebp olan yüksek reaksiyon kinetiği ve yüksek reaksiyon hızları sağlamasıdır. Bu sebepleri, kapsamları ve avantajları ele aldığımızda bu çalışmanın temel amacı, bitkisel ekstraklarını indirgeyici, kapaklayıcı ve stabilize edici maddeler olarak kullanılması ile gümüş ve bakır nanoparçacıkların sentezlenmezi olarak belirlendi. Çalışmada, nanoparçacıkların kolay ve hızlı fitosentezi için iki paramtre (zaman ve sıcaklık) yönünden optimize edilmiş olan mikrodalga ışınlama yöntemi kullanılmıştır. Gümüş nanoparçacıkların (AgNPs) sentezi için taze Malus pumila (elma), Cuminum cyminum (kimyon) tozu, taze Zingiber officinale (zencefil), Rosa santana (gül) taçyaprağı, Citrus limon (limon) kabuğu ve Citrus sinensis (portakal) kabuğun sulu ekstraksiyonu kullanırken, bakır nanoparçaların (CuNPs) sentezi için taze Zingiber officinale (zencefil), kuru Camellia sinensis (yeşil çay), Citrus sinensis (portakal) suyu ve Pinus brutia (Kızılçam) kabuğun ekstraksiyonu kullanılmıştır. Başarılı sentez işlemlerinden sonra, nanopartiküllerin miktarı ve kalitesi UV-Vis spektroskopisi, Fourier Transforms İnfrared (FTIR) spektroskopisi, X-Işını Kırınımı (XRD) analizi, Transmisyon Elektron Mikroskobu (TEM), Partiküllerin Boyut Ölçümü ve Zeta Potansiyel Ölçümü (Zeta sizer) ile karakterize edilmiştir. TEM mikrografları ile neredeyse yuvarlak veya oval şekilli nanopartiküllerin (AgNPs & CuNPs) varlığı doğrulanmıştır. AgNP'ler için, ortalama çapı 41,86 nm ile birlike en büyük boyutlu olan (7,5 - 69,83 nm) nanopartiküller (ClAgNP) Citrus limon kabuğu ekstraksiyondan elde edilirken, Cuminum cyminum çekirdeği kabuğu ekstraksiyondan ortal

Green technology application in construction using building information modelling

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
İnşaat sektörü küresel ısınmaya ve CO2 emisyonuna büyük ölçüde katkıda bulunmaktadır. Binalar için enerji sağlayan enerji santralleri çoğunlukla fosil yakıtlarla işletilmektedir. BIM'in icadı ve inşaat öncesinde yapı analizi yapma olasılığı ile farklı alternatifler kullanarak çevre üzerindeki inşaat etkisini azaltmak mümkündür. Bu çalışmanın temel odak noktasını yeşil teknoloji ve sürdürülebilirlik analizinde BIM kullanımı oluşturmaktadır. Bu çalışmada analiz için yapımı tamamlanmış bir konut binası seçilmiş ve çevre dostu malzemeler kullanılarak bu bina alternatif bir tasarım ile karşılaştırılmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre yeşil teknolojinin ve sürdürülebilirliğin sağlanması inşaat sektöründe başlangıçta biraz daha maliyetli olsa da uzun vadede etkili olduğunu göstermektedir. Alternatif tasarım bina ömrü boyunca enerji ve su tasarrufu sağlar. Bu ise çevre üzerinde inşaat etkisinin azalmasına neden olur. Çevreci görünmek ve çevreye duyarlı tasarım kullanmak LEED'i seçmeye hak kazandırır. Dolaysıyla bina endüstrisinin standartlaşmasına yardımcı olur. Bu çalışmanın bulguları BIM ile inşaat projelerinde yeşil teknoloji uygulamasının getirdiği teknolojik faydaları ve operasyonel esnekliği keşfetmeyi amaçlayan platformu sağlamaktadır.

Green's function for finitely many intervals Sturm-Liouville problems

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Diğer
Türevindeki süreksizliği önceden belirlenmemiş fakat kendiliğinden ortaya çıkan, tek ve iki aralıklı Sturm-Liouville problemleri için Green fonksiyonu inşaa edilmiştir. Bu tezin amacı bu fikri genişletmek ve sonlu sayıdaki aralık durumu için Green fonksiyonunu inşaa etmektir. Bunun için, ikinci mertebeden skaler diferansiyel denklemi sınır şartları ile birlikte ele alacağız ve bu problemi, ona denk olan birinci mertebeden lineer sisteme dönüştüreceğiz. Bu dönüşümden, sıfırları homojen sistemin özdeğerleri olan karekteristik fonksiyonu elde edeceğiz. Daha sonra da genelleştirilmiş matris Green fonksiyonunu inşaa edeceğiz ki bunun sağ üst bileşeni, sonlu sayıda aralığa sahip Sturm-Liouville problemi için Green fonksiyonu olacaktır.

Grek harfleriyle yazılmış bir Karamanlı metni Mikra Asia Kıtasının Tarihie Cağrafiası adlı eserde kullanılan fiiler üzerine bir inceleme

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Diğer
Karamanlılar, Anadolu'da yaşamış ve Grek harfleriyle Türkçe eserler yazmış Ortodoks Hıristiyanlardır. Anadolu'da yaşamış olan bu Hıristiyan topluluğun yazı diline Karamanlıca adı verilmiştir. Karamanlılar 20. yüzyıla kadar daha çok Orta Anadolu'da olmak üzere değişik pek çok bölgelerde yaşamışlardır. Ancak bu Ortodoks topluluk 1923 yılında yapılan Lozan Antlaşması'nın Türk-Yunan Ahali Mübadelesi maddesi sonucu 1924 yılında Yunanistan'a gönderilmişlerdir. Biz bu çalışmamızda 1899 yılında İoannis İ. Kalfoglus tarafından Grek harfleriyle Türkçe olarak yazılmış Mikra Asia Kıtasının Tarihie Cağrafiası adlı eseri fiiler bakımından inceledik. Çalışmada ilk olarak metnin çevirisi yapılmış, birinci bölümde Karamanlılar, Karamanlılar üzerine yapılmış çalışmalar ve eser hakkında genel bir bilgi verilerek metnin transkripsiyon işaretleri oluşturulmuştur. İkinci bölümde metinde bulunan fiiler kip bakımından, yapı bakımından, fiilimsiler ve ek fiiller olarak tespit edilmiştir. Bir de tespit edilen fiilerin kökenleri dip not olarak eklenmiştir. Son olarakta üçüncü bölümümüzde metnin çevriyazısı yer almış, metin içerisinden sözlük oluşturulmuş ve kaynakça gösterilmiştir.