Thesis Search




SEARCH RESULTS

Güney Arap Yarımadası ve Akdeniz havzası arasındaki ticari ve medeniyet ilişkilerinin gelişimi (Helenistik ve Roma Dönemi)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Diğer
Güney Arap Yarımadası ve Akdeniz Havzası Arasındaki Ticari ve Medeniyet İlişkilerinin Gelişimi adlı bu yüksek lisans çalışması antik Yemen, Roma ve Helenistik çağdaki Akdeniz havzası arasındaki bağları ve bu ilişkilerin güney Arap devletlerini nasıl etkilediğini açıklayacaktır. Bu tez üç bölüme ayrılmıştır:İlk Bölüm : Çalışmanın arka planı İkinci Bölüm : Güney Arabistan ile ilgili giriş bilgileri Üçüncü Bölüm : Medeni ve ticari ilişkilerin gelişimi. Sonuç olarak, ticari faaliyetlerin gelişimi, Güney Arap medeniyetinin politik ve sosyal hayatındaki farklı açılara en büyük olumlu etkendir. Kaldı ki klasik sanatın etkisi, bu ilişkilerin doğrudan bir sonucu olarak güney Arap sanatında da bariz bir şekilde görülmüştür.

Güney Asya'da medyanın politik kullanımı: Bangladeş örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Bangladeş'te basın, ulusal fikirlerin propagandacıları için bir araç, ancak milli özgürleşme hareketleri kapsamında destekleyici bir unsurdur. Basın, askeri rejimin ortadan kaldırılmasıyla birlikte 1990'lı yıllara kadar demokratik bir devletin kurulması hususunda oldukça önemli bir rol oynamıştır. Fakat demokrasi döneminde medya organları, haberlerini şekillendirdikleri siyasi partilere olan bağlılıklarına göre iki farklı bloğa bölünmüştür. Bu çalışmada, medya ve siyaset arasındaki ilişki incelenmiş ve medyanın siyasi ideolojisi çerçevesinde haber yapılırken nasıl bir pozisyon aldığı saptanmaya çalışılmıştır. Bununla birlikte bu çalışma ile, Bangladeş'te olduğu gibi diğer Güney Asya ülkelerinde de inkar edilemez bir gerçek olan medyanın yanlı tutumu bir diğer medyanın politik kullanımında gelinen düzeyi gösteren faktör olarak ortaya konulmaya çalışılmıştır. Çalışma, Bangladeş medyasını tartışmayı hedeflenmekle birlikte, de konunun daha net bir görünümünü ortaya koyabilmek açısından, Güney Asya'yı temsil eden ve Bangladeş'in de kendisinden koparak bağımsız bir ülke olmadan önce bir parçası olduğu Hindistan medyasından alınan örneklemi de içermektedir. Veriler, her iki ülke medyası üzerinden seçilmiş gazete ve televizyon örneklemlerinde yapılan içerik analizi yöntemiyle 14 - 23 Ağustos 2017 tarihleri aralığındaki nüsha ve yayınlardan toplanmıştır. Elde edilen bulgulara göre, her iki ülke medyasının da politik anlamda oldukça yanlı bir politika izlediklerini, tüm politik gündemi yalnızca kendi perspektiflerinden değerlendirdiklerini ortaya koymaktadır. Dünyanın pekçok yerinde olduğu gibi Güney Asya'da da medyanın habere yaklaşımı ve yayın politikası, o medya kuruluşunun sahip ya da hissedarlarının siyasal ilişki ve çıkarları doğrultusunda belirlenmektedir.

Güney Batı Karadeniz'de mevcut ve ölçeklendirilmiş dalga enerji dönüştürücülerinden enerji üretimi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Diğer
Bu çalışmanın ana hedefi; Karadeniz'in enerji potansiyeli yüksek olan Güney batı sahillerinde mevcut 15 adet DED sisteminin (WaveDragon, Pelamis, AquaBuoy, Oyster, Oyster 2, WaveStar, Bottom-fixed Heave Buoy Array, SSG, AWS, Langlee, Oceantec, OE Buoy, Pontoon, Seabased AB ve Wavebob) hangilerinin kurulmasının uygun olduğu, hangi DED sisteminin daha yüksek bir kapasite faktörüne ve uygulanabilirliğe sahip olduğu, hangi derinliklerde hangi sistemin uygun olduğu ve diğerlerine kıyasla daha yüksek bir enerji eldesi sağladığının belirlenmesidir. Bu amaç doğrultusunda, öncelikle çalışma alanında belirlenen her bir istasyonda farklı dalga yükseklik ve farklı periyot aralıklarında dalgaların oluşma olasılık matrisleri üretilmiş ve bu saçılım tabloları DED sistemlerinin güç matrisleri ile ilişkilendirilerek ve her bir istasyonda kurulabilecek her bir DED sisteminin elde edilebilecek dalga enerji çıktısı hesaplanmıştır. Ayrıca, DED sistemlerinin dikkate alınan istasyonlarda uygulanabilirliğinin bir göstergesi olarak kapasite faktörü, verimlilik indeksi ve zaptetme genişliği hesaplanmış ve farklı DED sistemleri için kıyaslanmıştır. Bununla birlikte, mevcut DED sistemlerinin tasarım esaslarından dolayı mevcut dalga koşullarıyla daha uyumlu olması açısından ölçeklendirilmiştir. Cihazların yeniden boyutlandırılmasında Froude ölçeklendirme yasası dikkate alınmış ve bütün cihazlar, 1,0'dan 0,1'e kadar on kez küçültülmüştür. Daha sonra, en yüksek kapasite faktörüne sahip ölçeklendirme faktörü belirlenip, orijinal cihazın performansı ile karşılaştırılmıştır. Sonuçta, enerji üretim miktarı açısından SSG, WaveDragon, Oyster, Oceantec ve Pontoon ve kapasite kullanımı açısından Oyster ve Oceantec diğer dikkate alınan DED sistemlerine kıyasla daha iyi performans göstermiştir. Ayrıca, DED sistemlerin boyutları küçüldüğünde kapasite faktörlerinin yükseldiği, enerji üretimlerinin azaldığı ve Oyster ve Oceantec makinelerinin en uygun cihaz olarak öne çıktığı belirlenmiştir.

Güney Çin Denizi sorunlarında ASEAN'ın rolü

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Güney Çin Deniz'i (GÇD) anlaşmazlıkları Doğu Asya'da ciddi bir uluslararası çatışma potansiyeli taşımaktadır. Birçok kişi denizdeki zengin doğal kaynakların anlaşmazlıkların ana nedeni olduğunu düşünse de, anlaşmazlıkların karmaşık doğasından da anlaşılabileceği gibi, sorunların arkasında başka nedenler de vardır. Öncelikle, bu deniz dünya ticaretinde kullanılan ulaşım rotalarının yer aldığı Kuzeydoğu ve Güneydoğu Asya'nın bağlantı noktasıdır. Ayrıca, GÇD Hindistan ve Batı Pasifik Okyanusu arasındaki en kısa rotayı sağlar. Ek olarak, bölgenin büyük gücü Çin'in (ÇHC) artan özgüveni anlaşmazlıkların önemli bir nedenidir ve bu durum sorunların yönetilmesini zorlaştırmaktadır. Bu tez, Güney Doğu Asya'daki çok taraflı ilişkilerin kurulması, devletlerarasındaki ihtilafların barışçıl yollardan çözümünün temini, bunlara yönelik olarak birçok çaba ve seminerin yapılmasına destek vermesi ile ASEAN Bölgesel Forum'u (ARF) gibi uluslararasında diyaloglara zemin oluşturan Güneydoğu Asya Uluslar Birliği'nin, GÇD sorunlarının çözümü ve yönetilmesindeki rolünü ele almaktadır. ASEAN, ÇHC'nin GÇD ile ilgili imzaladığı ilk çok taraflı anlaşma olan Kurallar Bildirgesi ile önemli bir başarı göstermiştir. Tarafların aralarındaki sorunları barışçıl yollarla çözmeyi üstlendiği bir belge olan Kurallar Bildirgesi, bağlayıcı olmasa da, Çin'in 2002'den beri bölgede silahlı müdahalede bulunmuyor olması ASEAN'ın belli ölçüde başarılı olduğunu kanıtlamaktadır. Bu çalışma ayrıca, GÇD sorunlarında başat taraf olan ÇHC'nin ASEAN'ın bölgede izlediği çatışma yönetim yollarını nasıl etkilediğini inceleme konusu yapmaktadır. Tez, 2010-2015 yılları arasındaki olaylar ile birlikte tarafların sorunlara tarihsel bakış açılarını sunduktan sonra, esas olarak ASEAN'ın, sınırlı başarısına rağmen, çatışma ve anlaşmazlıkların yönetimindeki performansının beklenen düzeyde ve etkide olmadığı görüşünü işleyecektir. Bu başarısızlıkta, bir taraftan sorunların en güçlü tarafı olan ÇHC'nin taraflar üzerinde güç ve tehdit kullanan uzlaşmaz yaklaşım ve politikaları, diğer taraftan da konuyu uluslararasılaştırarak karmaşıklaştıran ABD gibi bölge dışı güçlerin müdahalesi etkili olmuştur. Bu iki büyük güç faktörü ASEAN'ın bölgesel sorunların çözülmesindeki etki ve gücünün azalmasına sebep olmaktadır.

Güney Kore üniversitelerinde yabancı dil olarak Türkçe öğrenen öğrencilerin okuma becerisinde karşılaştıkları sorunlar

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi Bilim Dalı
Güney Kore Üniversitelerinde Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğrenen Öğrencilerin Okuma Becerisinde Karşılaştıkları Sorunlar isimli bu çalışmada, Güney Kore'de Türkçe öğretim verilen Hankuk Yabancı Diller Üniversitesi (HUFS) Türkçe ve Azerbaycan Türkçesi Bölümü ve Busan Yabancı Diller Üniversitesi (BUFS) Rusya ve Orta Asya Dilleri Bölümü ele alınmıştır. Bu üniversitelerde uygulanmakta olan Türkçe dersleri, bu derslerde kullanılan yöntem ve metin bakımından incelenmiştir. Ayrıca öğrencilerin Türkçe okumada karşılaştıkları sorunların neler olduğu, derslerde kullanılan ders yöntemi, metinler, metinlerdeki sözcük varlığı ve dil bilgisi bakımından tespit edilmiştir. Bu çalışmada, elde edilen sonuçlara dayanılarak bu üniversitelerdeki Türkçe okuma derslerinin ve öğrencilerin Türkçe okuma becerisinin geliştirilmesine çözüm önerilerinin sunulması hedeflenmiştir. Anahtar Sözcükler: Yabancı dil olarak Türkçe, okuma, okuma becerisi, Güney Kore

Güney Kore'de sanat müzelerinin gelişimi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Güney Kore'de Sanat Müzelerinin Gelişimi başlıklı bu tez çalışmasında Güney Kore'deki sanat müzelerinin tarihi gözlemlenerek; bu sanat müzelerinin son yıllarda içinde bulundukları durum ve eğitim görevleri anlaşılması amaçlamıştır. Bu tezde Güney Kore'nin başlıca sanat müzesi olan Ulusal Modern ve Çağdaş Sanat Müzesi merkez alınarak Güney Kore'deki sanat müzelerinin tarihi incelenmektedir. Bu tez ile birlikte, Güney Kore Ulusal Modern ve Çağdaş Sanat Müzesi'nin kurulmasıyla beraber ortaya çıkardığı sosyal etki ve sanat müzelerindeki sergi ve kurulum düzenlerinde gerçekleşen değişimleri ortaya koymak amaçlanmıştır. Günümüzde Güney Kore'deki birçok sanat müzesi, yalnızca koleksiyonların muhafazası ve sergilenmesi odaklı müze rolünden çıkıp, bir eğitici rolünü üstlenmektedir. Buna bağlı olarak birçok eğitim programı ortaya çıkmakta ve bu programlar çocuklardan yetişkinlere çeşitli ziyaretçilerin katılımıyla gerçekleşmektedir. Bu programların içerisinde sanat müzelerinin içerikleri incelenmektedir. Bu bilgiler kapsamında sanat müzelerinin rolü, Güney Kore toplumunun felsefesini geliştirirken, vizyonunu genişletmektedir sonucuna erişilebilir. Tez araştırmasında materyallerin toplanması, düzeltilmesi ve referans merkezine sahip bir inceleme yöntemi kullanılmıştır. Bu yöntemle tarihsel ve toplumsal içeriğine göre Güney Kore sanat müzelerinin geçiş süreci ortaya konmuş ve hangi süreçte eğitimle bağlantı kurdukları araştırılmıştır.

Güney Orta Etiyopya'nın sosyo-politik tarihi (1870-1974)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Diğer
Bölünmenin arifesi olan 1880'lerde, Avrupa'nın Afrika'ya, Afrika devletlerine ve halklarına nüfuz etmesi çeşitli yeni biçimler almıştı. Çoğunlukla kuzeydeki bazı yöneticiler, Avrupalı alacaklılara derinden borçlanmışlardı. Diğerleri, demiryolu hatları, limanlar, telgraf sistemleri inşa etmek ve komşularına boyun eğdirmek için ateşli silah ticareti yapmak ve ithal etmek için taviz arayanların avı haline geldi. Pek çok Afrikalı yönetici, Avrupalıları devletlerine modern idari veya askeri yöntemler getirmek ve belki de komşuları üzerinde güç kurmalarına yardımcı olmak için kullanmaya karar vermişti. Bu, örneğin, İmparator Menelik'in günümüz Etiyopya'sının güney orta bölgesindeki insanları işgal etmek için komşu Avrupa güçleriyle bağlantılar kurduğu Etiyopya'da doğruydu. Bu tez, Etiyopya'nın stratejik ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarını birbirine bağlayan merkezi bir bölge olan güney-orta Etiyopya'nın tarihini incelemektedir. 19. yüzyılın sonlarında Etiyopya imparatorluğu devletini ele geçirmesinden bu yana, merkezi ve Oromo kırsal ve yarı tarımsal nüfusu, yerel halkın işgali ve asimilasyonu da dahil olmak üzere büyük siyasi, kültürel, ekonomik ve ekolojik değişiklikler yaşadı. Güney orta kesimde devlet oluşumuna şiddetli savaşlar ve Etiyopya imparatorluğuna zorla ilhak edilmesine karşı direniş eşlik etti. Bu tez, bu önemli siyasi, kültürel ve ekonomik olaylar ile süreçlerin Oromo ve diğerlerinin hayatını nasıl değiştirdiğini, yerel halkın bu zorluklara hangi yollarla tepki verdiğini anlamaya çalışmaktadır. Analiz, ikincil kaynaklar tarafından desteklenen kolektif hafıza analizine dayanan bilgi verenlerin anlatılarının sözlü görüşmelerine dayanmaktadır. Tez, güney merkez Etiyopya'nın, 1870'lerden 1974'e kadar Etiyopya imparatorluğuna girmeden önce, kendi tarihi, kültürü ve ekonomik kaynaklarıyla bağımsız insanların evi olduğunu savunuyor. 1908 öncesi dönemde, Shawan yöneticileri komşu Avrupalı ülkeler ile ittifak kurdu. Sömürge güçleri, komşu bağımsız devletlerin sömürgeleştirilmesine katıldı. Hükümet sistemini kolaylaştırmak için Shawan yöneticiler, 1941 yılına kadar doğrudan ve dolaylı idari sistemler kullandılar. Yerliler siyasi sistemlerini, tarihlerini ve kültürlerini kaybederek yöneticilerin kültürünü kabul etmeye zorlandılar. Yerel halkın bir kısmı Shawan'ın yönetimini kabul ederken, diğerleri reddedip silahlı mücadeleye başvurdu ve bu Shawan ordusu ile yerel liderler arasında en sert direnişlere yol açtı. 1941 sonrası Etiyopya yönetiminin marjinalleştirme politikası devam etti. Bu bölgede büyük silahlı mücadelelerin patlak vermesine yol açtı. Etiyopya devletinin güney merkez halkına yönelik politikası, yerli halkları ekonomi, tarih ve kültür açısından önemli ölçüde etkiledi. Bu çalışma, Afrika bağlamında ve dünyanın başka yerlerinde Etiyopya'nın güney-orta bölgelerinde ulus inşası sorunsalını aydınlattığı için daha geniş bir karşılaştırmalı değere sahiptir. Anahtar Kelimeler: Etiyopya, Oromo, Arsi, Güney Orta, İşgal

Güney Somali hayvancılığında yoksulluğun boyutları ve belirleyicileri: Hargeisa bölgesi örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Tarım Politikası ve Yayım Bilim Dalı
Yoksulluk; çok karmaşık, birbirine geçmiş ve çok boyutlu bir olgudur. Yoksulluk, kavramı dünyanın çeşitli kültürlerinde ve geleneklerinde farklı biçimlerde değer kazandırılan iç içe geçmiş yaşam fırsatlarını geniş ölçüde kapsaması anlamında kullanılmaktadır. Yoksulluk olgusunu azaltma stratejileri göçebe çobanların yoksullularını azaltmadaki değerlerden herhangi birisi ise, geçim kaynağı farklılaştırmalarına gönderimde bulunan yoksulluk çalışmalarının sonuçlarına dayalı olarak geliştirilmelidir. Somali'de yapılan yoksulluk çalışmalarında gözlemlenmiş olan araştırma boşluğunu doldurma adına mütevazi bir girişim olarak bu çalışma, Somali Hargeisa hayvancılık bölgesinde yoksulluğun boyutları ve belirleyicilerini ortaya koymak amacıyla yürütülmüştür. Bu amaca ulaşmak için araştırmada anket yapılması yoluyla toplanan veriler kullanılmıştır. İki aşamalı şansa bağlı örnekleme yöntemi izlenmiştir. İlk aşamada, Hargeisa'daki üç hayvancılık topluluğu seçilmiştir. İkinci aşamada ise, seçilen hayvancılık toplulukları içinden 150 hayvancılık yapan hanehalkı tesadüfi olarak belirlenmiştir. Bu veriler, hazırlanan anket formları kullanılarak kişisel görüşme ile deneklerden elde edilmiştir. Toplanan veriler; betimleyichi istatistik ve sıralı probit modeli ile analiz edilmiştir. Betimleyici analizler sonuçları; yaş, medeni durum, hanehalkı büyüklüğü, eğitim, ekonomik faaliyetler, pazara yakınlık, satın alma sistemleri, gelir seviyesi, besin maddeleri ve temel gıdalar, sağlık ve sağlık hizmetleri, sağlık hizmeti türleri, su kaynakları, ulaşım durumu, çiftlik hayvanı türleri, veteriner ve yayım hizmetleri, göçebe hanehalklarının yoksulluk durumu ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Diğer taraftan, sıralı probit analiz sonuçları, medeni durum, markete yakınlık ve sorgum formundaki gıda maddeleri tüketiminin sırasıyla %1, %10 ve %10 önem seviyesinde olumlu yönde, hane halkındaki fert sayısı ve kendi evlerine sahip olmak yine sırasıyla %1 ve %10 önem seviyesinde olumsuz yönde hanehalkının yoksulluk durumunu etkilemektedir. Bu sonuçlara göre, evliliğin teşvik edilmesi, piyasaya ulaşımın kolaylaştırılması, sorgun gibi temel tüketim ihtiyaçlarının karşılanmış olması, hızlı nüfus artışının yavaşlatılması ve göçebe hayvan yetiştiricilernin mobil mesken teminin kolaylaştırılması gibi politikalar yoksulluğu azaltmada önemli katkılar sağlayacağı söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Somali, Güney Hargeisa, göçer hanehalkları, yoksulluk, sıralı probit

Güney Sudan´da barış gazeteciliği: Gazeteciler perspektifinden 2013 çatışmasında medyanın rolü

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
ÖZET Bu tez Güney Sudan 2013 silahlı çatışmasında medyanın oynadığı rolü, bu çatışmayı verirken hükümet tarafından medyaya kılavuzluk etme girişimlerini, medyanın nüfuzunu ve medyanın çatışmaları belirli biçimlerde sunma nedenlerini incelemektedir. Tez özellikle silahlı çatışmanın başladığı 15 Aralık 2013 ile, barış müzakerelerinin başladığı 2014'ün ilk aylarındaki döneme odaklanmaktadır. Araştırma dönemi boyunca 2013 yılındaki bu olayda medya tarafından oynanan rolü inceleme çabasıyla hem birincil hem de ikincil verilerden yararlanılmıştır. Sonuçlar, medyanın özellikle yabancı medyanın, Dinka ve Nuer çatışması olarak adlandırarak, kriz boyunca çatışmayı yaydığını öne sürmektedir. Bu tezde alandan veri toplamak için gazetecilere yönelik olarak online mülakat yöntemi uygulanmıştır. Bu yöntem ile çatışma süresince çatışma ve barış gazeteciliğine yönelik mesleki yaklaşımlar derlenmiştir. Elde edilen sonuçlar Güney Sudan'da barış gazeteciliği için medyanın rolünü ve potansiyelini sorgulamak açısından değerlendirilmiştir. Buna göre Güney Sudan'da medya 2013 çatışmasında aktif rol oynamıştır. Bu rol daha çok çatışmayı, barış gazeteciliğinin standartları dışında vererek çatışmayı güçlendirmektir. Dolayısıyla Güney Sudan'da barış gazeteciliğinin geliştirilmesi için öncelikle mesleki standartların çeşitli eğitimlerle geliştirilmesi ve basın özgürlüğünün koşullarının oluşturulmasının büyük önem taşıdığı söylenebilir.

Güney Togo'da çeltik üreticilerinin tarımsal krediye erişimi ve mikrofinans kurumlarının ekonomik ve finansal performansının analizi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Üreticilerin kârlılığını artırmak, yeterli üretim araçlarına erişimi gerektirir. Bu nedenle, tarım kredisi, bu amaca ulaşmada önemli bir araç olarak görünmektedir. Bu amaçla, birçok program ve kurum yıllardır esas olarak tarımsal olan kırsal dünya da dahil olmak üzere en dezavantajlı grupların finansman kaynaklarına erişimini kolaylaştırabilecek girişimler kurmaya çalışmıştır. Bu girişimlerin çoğu iyi performans eksikliği nedeniyle başarısız olmuştur. Bu nedenle, mikrofinansın ortaya çıkışı ileriye doğru iyi bir adım olmuştur. Doğası gereği kırsal dünyaya daha yakın olması gereken mikrofinans sektörü son yıllarda kırsaldan uzaklaşmaya başlamıştır. Bu çalışmanın iki temel amacı bulunmaktadır. İlk amaç, üreticilerin krediye erişiminin belirleyicileri ve krediye erişimin çeltik işletmelerinin kârlılığına etkisini araştırmaktır. İkinci amaç ise tarımsal kredi arzının mikrofinans kurumlarının performansı üzerindeki etkisini analiz etmektir. Bu amaçlara yönelik olarak araştırma kapsamında güney Togo'da iki çeltik üretim bölgesindeki 102 üretici ve Lomé şehrindeki iki en büyük mikrofinans kuruluşu (FUCEC-Togo ve WAGES) araştırma kapsamına alınmıştır. Çalışmanın verileri anket çalışmasından ve Kobotoolbox ve CSPRO programları aracılığıyla elde edilmiştir. Anket çalışması ile elde edilen veriler; Heckman modeli, Probit-2AEK modeli ve doğrusal regresyon yöntemi ile analiz edilmiştir. Verilerin analizinde IBM SPSS ve STATA 13 ve Rstudio istatistik programları kullanılmıştır. Araştırmada ilk olarak üreticilerin sosyo-demografik özellikleri belirlenmiş, üretici işletmelerinin ve mikrofinan kurumlarının özellikleri tanımlayıcı istatistikler kullanılarak analiz edilmiştir. Daha sonra, krediye erişimin belirleyicileri ve bunun çeltik üreticilerinin işletmelerinin kârlılığı üzerindeki etkisini belirlemek için Heckmanın iki aşamalı seçim modeli ve Probit-2AEK modeli kullanılmıştır. Çalışmada son olarak, tarımsal kredi arzının mikrofinans kuruluşlarının performansı üzerindeki etkisini analiz etmek için doğrusal regresyon modeli kullanılmıştır. Çeltik üreticilerinin krediye erişiminde belirleyici faktörler olarak; cinsiyet, varlık türü, üreticinin deneyimi, kredi kaynaklarına ilişkin bilgilere erişim, üreticinin mesleği ve arazi mülkiyeti durumu gibi faktörler incelenmiştir. Analiz sonuçlarına göre cinsiyet, üreticinin deneyimi, kredi bilgilerine erişim ve arazi mülkiyeti durumu krediye erişim üzerinde olumlu bir etkiye sahipken, üreticinin asıl mesleği ve sahip olunan varlık türü negatif etkiye sahiptir. Bu sonuçlar, çeltik işletmelerinin kârlılığında krediye erişimin ya da erişmemenin belirleyici bir faktör olmadığını göstermektedir. Ancak, krediye erişimin ortalama uygulama etkileri istatistiksel olarak anlamlıdır. Ayrıca üreticinin eğitim düzeyi, çiftçilik deneyimi ve çeltik yetiştirilen arazinin büyüklüğü işletmelerin kârlılığını en çok etkileyen faktörlerdir. Tarım kredisi arzının, mikrofinansların iki finansal performans oranı üzerinde olumsuz bi

Güneydoğu Asya Ülkeler Birliği'ne üye ülkelerin (ASEAN) tarım sektörlerin çok kriterli karar verme yöntemleri ile incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Tarım Ekonomisi Bilim Dalı
Bu çalışmanın amacı seçilmiş kriterleri kullanarak Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği'ne (ASEAN) üye ülkelerin tarım sektörleri performanslarını ortaya koymak, tarım politikalarındaki eksik yönleri belirlemek, rekabet avantajlarını araştırmak ve gıda ve beslenme politikalarına yön vermektir. Bu çalışmada Güney ve Doğu Asya Ülkeler Birliği'ne Üye Ülkelerin Tarım Sektörlerinin Çok Kriterli Karar Verme Yöntemleri ile İncelenmesi konusunda kullanılan veriler 1967-2016 yılları arasında Filipinler, Malezya, Tayland, Endonezya, Singapur, Bruney Darussalam, Vietnam, Laos, Myanmar ve Kamboçya olmak üzere 10 ülkenin zaman serisi verileri olan ikincil verilerdir. Adı geçen ülkelere ait kullanılan veriler 6 kriteri içermektedir; (1) havza toplam tarımsal üretim değeri (2) hayvansal ürünler için kendine yeterlilik miktarı kriteri (3) bitkisel ürünler için kendine yeterlilik miktarı kriteri (4) göç oranı (5) tarımdan kaynaklanan sera gazı emisyonları, ve (6) tarım ürünleri dış ticareti değeri bu kriterler olarak çok kriterlerli karar verme yöntemleri ile değerlendirilmektedir. TOPSIS ve ELECTRE yöntemi sonuçları karşılaştırıldığında, ideal çözümler oldukça benzerdir. Bu iki yöntemin analiz edilmesiyle, 1967 yılında ASEAN ülkelerinin kurulmasının başlangıcında tarım sektörleri performansında ise en başarılı ülkenin Tayland olduğu ortaya çıkmıştır. 1990 yılında ise Tayland ikinci sıraya geçmiş ve yerine Malezya birinci sırada yer almıştır. 2000 yılından 2016 yılına kadar olan dönemde Tayland ikinci sırada, Malezya ise en başarılı olan ülke tarım sektörleri performansı alanında birinci sırada yer almıştır.

Güneydoğu Asya ülkelerinde ekonomik büyümenin belirleyicileri: Bayesci ortalama model yaklaşımı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 İktisat Bilim Dalı
Güneydoğu Asya, olağanüstü büyümesiyle dikkat çeken bir bölgedir. Dünyadaki altıncı büyük ekonomik işbirliği olan Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN,) önemli bir başarıdır. Bölgenin hızlı büyümesi, araştırmacıları bu büyümenin arkasındaki nedenleri araştırmaya motive etmektedir. Bu çalışmada, Güneydoğu Asya ülkelerindeki ekonomik büyümenin itici güçleri ve temel belirleyicileri, Bayesci Ortalama Model yaklaşımı ve Bayesci Çoklu Doğrusal Regresyon yöntemleri ile tahmin edilmektedir. Tahminde 1975-2014 döneminde on ülkeye ait panel veriler kullanılmıştır. Veriler, büyümenin artan ve azalan trendlere sahip olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, tahminler, büyümede artan (CLMV) ve azalan (ASEAN kurucu) trendlere sahip ülkeler ve tüm ülkeler için yapılmıştır. Tahmin sonuçları, doğrudan yabancı sermaye girişlerinin, tüm bölge ülkelerinin büyümesi için; temel itici güçleri olduğunu göstermektedir. Bunun temel nedeni, bölgenin oldukça vasıflı işgücü yapısına sahip olması ve toplam faktör verimliliğinin sürekli artmasıdır. Bu etkenler sayesinde, bölgeye yatırım yapan yabancı yatırımcılar ikna edilmektedir. Daha az gelişmekte olan ülkeler ile ve artan büyüme trendine sahip olan ülkelerde büyümenin temel belirleyicileri beşeri sermaye artışları ile artan tasarruf oranları iken, azalan büyüme trendine sahip ülkelerde toplam faktör verimliliğidir.

Güneydoğu Asya'nın çatışma bölgelerinde Türkiye'nin varlığı ve etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Diğer
Türkiye, son on yılda Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) yönetiminde uluslararası arenadaki gücünü önemli ölçüde artırmıştır. AKP yönetimindeki Türkiye, daha açık ve etkin bir dış politika ile Güneydoğu Asya da dahil olmak üzere çeşitli bölgelerdeki etkisini arttırmıştır. Türkiye ile Güneydoğu Asya arasında Osmanlı İmparatorluğu'ndan beri ilişkiler devam etse de son dönemde kurulan ilişkiler daha yoğun ve etkileşim içinde olmuştur. Türkiye'nin Güneydoğu Asya bölgesine yönelik yürüttüğü politikalar, diğer resmi ilişkilerle birlikte insani yardım politiklarına da yoğunlaşmasıyla diğer bölgelerde yürütülen politikalarlar da benzerlik göstermektedir. Türkiye bu tarz politikaları hem devlet hem de devlet dışı aktröler ile yürütmektedir. Bununla birlikte, Türkiye'nin uluslararası alanda bu tür faaliyetleri birçok bölgede yürütülürken, Müslüman azınlık bölgelerinde bu politikalar daha yoğun ve etkin olarak devam etmektedir. Bu çalışma, Türkiye'nin uluslararası politikada üçüncü taraf olarak yer aldığı Güneydoğu Asya bölgesindeki çatışma alanlarına odaklanan niteliksel bir araştırmadır. Bu çatışma alanları uzun yıllardır devam eden çok ağır problemlerin olduğu Filipinler'deki Mindanao, Tayland'daki Patani ve Myanmar'daki Arakan'dır. Yine bu çalışma Türkiye'nin Güneydoğu Asya'daki çatışma alanlarındaki rollerini incelemeyi, ayrıca Güneydoğu Asya çatışma bölgeleri içerisindeki çatışmaları anlamayı, Türkiye'nin bölgeye yönelik politikalarını analiz etmeyi ve son olarak Türkiye'nin Güneydoğu Asya çatışma bölgelerindeki etkisinin sonuçlarını anlamayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda, öncelikle uluslararası ilişkiler teorisindeki barış ve çatışma çözümlemelerini sentezleyen iki temel kavram Yumuşak Güç ve Üçüncü Taraf kavramsallaştırmaları üzerinde durulacaktır. Bununla beraber iki kavram bu çalışmada daha çok inşacılık teorisi altında analiz edilecektir. Bu tez hem devlet hem de devlet dışı aktörlerle Türkiye'nin çatışma bölgelerinde, arabulucu ve yardımcı ya da bağışçı roller oynadığını ortaya koyacaktır. Her bir alanda, çatışma vakalarının bağlamına göre müdahalelerin yoğunlukları farklılaşmaktadır. Normlar, kimlik veya dış politika gibi daha maddi olmayan faktörlerle birlikte bu müdahaleler Türkiye'nin bölgedeki etkisini arttırmaktadır. Bununla beraber askeri olmayan yumuşak güç araçları da Türkiye'nin bu çatışma alanlarındaki itibarını arttırmaktadır. Sonuç olarak, bu durum bölgedeki devletler tarafından tehdit algısı oluşturabilecekken; tam tersine bölgedeki halkın Türkiye'ye karşı beslediği güveni ve hayranlığı arttırmaktadır. Ayrıca Türkiye bölgeye karşı ne kadar aktif bir politika izlerse devletler düzeyindeki ilişkiler de o derece gelişmekte ve görünür olmaktadır.

Güney-Güney işbirliği çerçevesinde dış politika aracı olarak yükselen güçlerin kalkınma yardımı: Sahra Altı Afrika'da Çin örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Fransızca 2020 Uluslararası Politik Ekonomi Bilim Dalı
BRICS içerisinde yer alan (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) yükselen güçlerinin 21. Yüzyıldan itibaren uluslararası siyasette öne çıkışı kalkınma için işbirliğinin teşvik edilmesi fikrine yeni bir ivme kazandırmıştır. Bu süreçte BRICS'in yapmış olduğu dış yardımlar artırmış ve özellikle Güney ülkeleriyle Güney-Güney işbirliği yoluyla farklı ekonomik işbirliği yolları ve alanları ortaya çıkmıştır. Bu tez, genel olarak bu beş ülke ve özel olarak Çin tarafından Sahra Altı Afrika'da yürütülen ikili dış yardım faaliyetlerine ilişkin hali hazırda var olan ama oldukça kısıtlı olan mevcut literatüre katkı sağlamayı hedeflemektedir. Yükselen donörler olarak nitelendirilen bu devletler, son yıllarda uluslararası kalkınmada istikrarlı bir şekilde öne çıkarken esasen 1950'li yıllara kadar uzanan dış yardım programları ile kesinlikle bu alanda yeni değiller. Böyle olmakla birlikte söz konusu devletlerin dünyanın dört bir yanındaki yardım faaliyetleri kimi zaman Amerika Birleşik Devletleri, Batı Avrupa ve Japonya'nın hakim olduğu uluslararası yardım mimarisine bir tehdit olarak algılanmaktadır. Kalkınma yardımının Güney-Güney işbirliği çerçevesinde önemli bir dış politika aracı olduğu varsayımından yola çıkarak, bu tez söz konusu yükselen güçleri bu alanda harekete geçiren motivasyonların neler olduğunu sorgulamaktadır. Dış yardımın araçsallaştırılmasının arkasındaki temel motivasyonlar nelerdir? Yükselen donörler uluslararası kalkınmada geleneksel bağışçılardan farklı mı? Sahra altı Afrika'nın dış yardımın ana alıcısı olduğu ve doğal kaynaklar açısından zengin olduğu düşünüldüğünde, Çin dış politika araçlarını Sahra altı Afrika ile olan işbirliğinde nasıl ve ne amaçla kullanıyor? Son olarak, uluslararası politikada kalkınma yardımı farklı bağışçılar arasında bir rekabet unsuru olmakla birlikte, aynı zamanda farklı yönelim, teknik ve politik özelliklerine sahip olan bağışçıların her birinin kendi aralarında işi paylaştıkları ileri sürülebilir. Bütün bunlar bize kalkınma yardımı ortamının büyük oranda değiştiğini göstermektedir.

Günümüz Afganistan medreselerinde din eğitimi-Ebu Süleyman Medresesi (Darü'l-Ulüm-i Ebu Süleyman) örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Din Eğitimi Bilim Dalı
Bir İslam ülkesi olan Afganistan'da, İslamî ilimlerin öğretimi tarih buyunca çok önemli yer tutmaktadır. Günümüzde de Afganistan medreselerinde İslamî ilimlerin öğrenilmesi ve öğretilmesi konusunda, Afganistan halkı ve devlet tarafından büyük bir çaba harcanmaktadır. Devlet tarafından kurulan dinî medreselerin ve okulların yanı sıra Afganistan halkı tarafından kurulan medreselerde de İslamî ilimler okutulmaktadır. Afganistan'da dinî eğitim kurumları, yaygın ve örgün olmak üzere ikiye ayrılır. Yaygın dinî eğitim veren kurumlar, halk tarafından sosyal dayanışma yoluyla açılan ve finanse edilen Kur'an kursları, medreseler ve camilerdir. Örgün dinî eğitim kurumları ise, Maarif bakanlığına bağlı olan medreseler ve dârü'l-hüffazlardır. Yükseköğretim Bakanlığına bağlı ise şeriat fakülteleri ve diğer fakültelerde okutulan Sekafet-i İslâmî (din kültürü ve ahlak bilgisi) dersleridir.

Günümüz Endonezya'sında yaşayan dinler ve inançlar

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Dinler Tarihi Bilim Dalı
Bilindiği üzere Endonezya dünyanın en çok Müslüman nüfusa sahip ülkesidir. Fakat aslında, Endonezya'ya sayı bakımından Müslümanlar hakim olsa da İsl?m'a dayalı bir devlet olmadığı ortadadır. Pancasila'ya (Beş İlke, yani Endonezya'nın resmî ideolojisi) göre, Endonezya anayasası bir Yüce Tanrı'ya inanmaya dayanmaktadır, ancak tüm insanların kendi din veya inançlarına göre ibadet hakkı güvence altına alınmaktadır. Endonezya anayasasına göre resm? din altı tanedir; İsl?m, Protestanlık, Katoliklik, Hinduizm, Budizm ve Konfuçyanizm. Fakat hükümet, aynı zamanda birçok gayri resmi dinleri ve Aliran Kepercayaan olarak adlandırılan Endonezya'nın yerel inançlarının dinler yerine kültürel belirtiler olarak uygulanmasına da izin vermektedir. Çok kültürlü ve çok dinli bir ülke olan Endonezya'da, gruplar arası ve grup içi çatışmalar sıklıkla dini sebeplerde gerçekleşmektedir. Dolayısıyla birçoğu, soruna barışçıl ve insancıl bir çözüm sağlamak için dini çoğulculuk, dini özgürlük ve dinler/inançlar arası diyalog teorisini önermeye çalışmaktadır.

Günümüz Filistin mimari geleneğine İsrail etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2014 Mimari Tasarım Sorunları Bilim Dalı
Yazıma, Yahudi mimar, EYAL WEİZMAN'ın kitabı olan HOLLOW LAND da bir çok yerde ve defalarca tekrarladığı Architecture without Architects Mimarsız Mimari konusu ile başlayacağım. Bu başlık, İsrail'in Filistin'de kullandığı mimarinin bir yıkım ve sömürge mimarisi olduğuna işaret ediyor. Bu çalışmada işgal ile mimari arasındaki etki ve aralarında ne kadar güçlü bir bağın olduğuna dikkat çekilmektedir. Bu güçlü bağa rağmen siyasilerden ve karar sahibi otoritelerden bu yönde bir ihtimam ve önem göremiyoruz. Böylece bu çalışma, mimarinin insani ve kültür gelişimi ve toplumlar üzerindeki etkisinin önemine yeniden dikkat çekmeyi amaçlamaktadır. Bu çalışma, Filistin mimarisinin tasarımları ve özellikle de bu mimarilerin İsrail işgalinden ne kadar etkilendiği konusu etrafında olacaktır. Bu etkilenme ister İsrail'in kullandığı modern tasarımlardan Filistinlilerin etkilenmesi ile ister civar köy ve şehirlerde var olan batı mimarisine ait binaların (İsrail yerleşimleri) etkilenmesi olsun bu çalışma, işgalci sömürgeci İsrail yerleşimlerinin Filistin mimarisine ve mimari unsurlarına olan etkilerini ele almaktadır. Bu çalışma neticesinde Filistin mimarisinin ne kadar değişip dönüştüğünü görmekteyiz. Bu değişim ve dönüşümün ana nedeni İsrail'in yansıttığı mimari görüntüyle etrafını kuşattığı Filistin köy ve şehirlerini etkilemesidir. Bu tez, İsrail mimarisi ile Filistin mimarisi arasındaki ilişkiyi tahlil etmekte ve işgalin, Filistin mimarisine etkisini gözler önüne sermektedir. Bu tezin sahibi, Filistin'deki imar ve tasarım gerçeğini objektif bir şekilde ele almaktadır. Her iki Filistin ve İsrail tarafının görüşlerini tarafsız bir şekilde ortaya koymaktadır. Çalışma, beş bölümden oluşmaktadır. Araştırmacı, sonuçlara ulaşmak için mevcut durumu tahlil etmektedir. Birinci bölümde, Filistin'in kısa bir tarihini ve milattan önce 9000 yıl önceden günümüze Filistin'in maruz kaldığı saldırıları ele almaktadır. İkinci bölümde İsrail'de kullanılan mimariyi ele almakta, Filistin mimarisinin geçmişi ve İsrail tarafından kullanılan günümüz modern mimarisi ile olan ilişkisini anlatmaktadır. Bu bölümde İsrail'in kullandığı mimari ile Filistin'in iklimi ve daha önce olan burada bulunan binalar arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktadır. Üçüncü bölümde ise, Filistin mimarisinin ana hatları, tarihi, ortaya çıkışı ve Kenan'dan başlayarak günümüze kadar asırlar boyunca olan gelişimi hakkında bilgi vermektedir. Dördüncü bölümde tezin asıl konusunu olan, işgalci İsrail mimarisinin, Filistin mimarisine olan etkilerini açıklamakta ve bu tez için delil olacak bazı örnekler sunmaktadır. Son bölümde ise, Filistin'deki çağdaş mimari sorununa çözüm bulmaya yardımcı olacak araştırmacının sunduğu sonuçlar ve öneriler ortaya konulmaktadır. Çalışmanın en önemli önerileri şunlardır: Filistin doğasına ve kültürüne uygun olan, sosyal ilişkileri güçlendirecek, aynı zamanda en iyi teknolojik yollara ve modern araçlara ve rahatlığa sahip olacak tasarımları sunacak ve önerecek, bir araştırma

Günümüz Maveraünnehiri'nde Nakşbendilik (Hüseyniyye kolu örneği)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Tasavvuf Bilim Dalı
Tez önsöz (konu, önem, amaç ve yöntem), giriş, iki ana bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır. Giriş kısmının konusu Maveraünnehir'de Nakşbendiliğin Hüseynilik kolu olup, ilk önce tarihte ve günümüzde Maveraünnehir konusu ele alınmıştır. Ardından Maveraünnehir'de Nakşbendilik başlığı altında İslam dünyasında tasavvufun ortaya çıkışı ve yayılışı, Maveraünnehir'de Hacegan tarikatının gelişiminde önemli rol oynayan şahıs Bahaeddin Nakşbend ve Nakşbendilik ele alınmıştır. Nakşbendiliğin günümüze kadar olan tarihçesinden, Sovyetler Birliği Dönemi ve sonrası hakkında bilgiler verilmiştir. Maveraünehir'de Nakşbendi tarikatı kollarından biri olan Hüseynilik ve silsilesi hakkında detaylı bilgiler verilmiştir. Birinci Bölümün Konusu Nakşbendiyye-Hüseyniyye'nin XX-XXI yy. olup 1885-1967 tarihleri arasında yaşayan Hüseyniyye kolu piri Şeyh Abdulvahid Sayramî'nin doğumu, ailesi, eğitimi, tasavvufa intisabı ve irşad faaliyetleri; 1976 yılında vefat eden Şeyh Abdullah Kârî'nin doğumu, ailesi, irşad faaliyetleri, vefatı ve halifeleri hakkında; 1938-2009 tarihleri arasında yaşayan Şeyh İbrahim Akkorganî'nin doğumu, ailesi, eğitimi, tasavvufa intisabı, hapsedilişi, irşad faaliyetleri, halifeleri ve vefatı hakkında ve son olarak günümüzde Hüseyniyye tarikatı önderi olan Şeyh Kurbanali Ahmed(d.1955)'in doğumu, ailesi, eğitimi, tasavvufa intisabı, devlette icra ettiği görevler, irşad faaliyetleri, hapsedilişi, hicretleri ve eserleri incelenmiştir. İkinci Bölüm Hüseyniyye'de Sosyal Hayat, Tasavvufî Eğitim ve Düşünce konusu adı altında olup Sosyal Hayat ve Tasavvufî Eğitim ve Düşünce başlıkları adı altında incelenmiştir. Sosyal Hayat başlığı altında Hüseyniyye'nin yöneticiler ve diğer tarikatlarla olan münasebetleri, kadınların tarikat içindeki konumu ile beraber tarikat içindeki yemek kültürü incelenmiştir. Tasavvufî Eğitim ve Düşünce başlığı altında tasavvuf, civanmert anlayışı ile tarikat içinde öne çıkan bazı kavramlar incelenmiştir. Son olarak manevi eğitim sürecinde müridleri okutulan Muhtasar el-Vikaye, Divan-ı Hikmet, Mesnevî, Mebde-i Nûr, Sebatu'l-Acizîn ve Mevlid-i Şerif eserleri incelenmiştir. Sonuçta ise Maveraünnehir'de dini ve tasavvufi hayatın en sancılı evresinin, SSCB etkisi altındaki yetmiş yıllık zaman dilimi oluşturduğu, dinî eğitim almak, Allah vardır demek bile suç sayıldığı, rejim genelde tüm dinleri özelde ise İslam'ı, dini inancı yok etmeye çalışmışsa da insanın fıtratına yönelik yasaklamaların netice vermediği belirtilmiştir. Bölgedeki yönetim baskı ve yasaklarına rağmen tarikatlar faaliyetini gizlice devam ettirmişlerdir. Kendilerini gizleme çabalarından ve tarikat önderlerinden bulunması zorunlu olan meslek sahibi olma ve öğretme, Anadolu Ahîlik teşkilatı olarak bilinen civanmertliğin yaygınlaşmasına neden olmuştur. Toplum içindeki manevi boşluğu tamamen doldurmasa da imkân dâhilinde ulaşabildiklerinde şeriat ve tarikat bilgisi aktarmışlardır. Dini hassasiyet yanında müridlerine ilim ve meslek kazandırma çabası, Hüseyniyye'nin bölgede hüsn-

Gününümüz Afganistan Özbek Türkçesiyle Türkiye Türkçesinin isim ve fiillerinin karşılaştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2013 Diğer
Türk dili dünya dilleri arasında önemli bir dildir. Türk dilinin önemli olması ise çok eski tarihlere ve çeşitli yazılara sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla Türk dillinin önemli olmasının sebeplerinden biride Türklerin geniş bir coğrafya?ya sahip olup ve farklı lehçelere konuşmaları ise ayrı bir önem taşımaktadır. Yeryüzündeki gelişmelerle birlikte bilim dünyası da kendi dallarında gelişmelerini ileri sürmektedir. Bilim dünyasının en önemli dallarından biri olan dildir. Oysa dil?de kendi dallarında gelişmektedir. Bizim araştırmakta olduğumuz konu ise dil olduğu için, Özbekçe Türkçesini Türkiye Türkçesiyle karşılaştırarak, bu kökleri ani olup farklı lehçe ve farklı coğrafya?da hayat süren dillerin gelişimi ve gerilimini ortaya çıkarmaktır. Bizim araştırmakta olduğumuz konu, Günümüz Afganistan Özbekçe Türkçesiyle Türkiye Türkçesinin sözcüklerini bir birleriyle karşılaştırmasıdır. Bu karşılaştırma ise Nurullah Altay?ın 2007?de Malezya?da basıp yayınladığı, Özbek Dili sözlüğünü temel kaynak alarak, Türk Dil kurumu 2005?te yayınladığı Türkçe Sözlüğü ile karşılaştırmaktır. Ele aldığımız çalışma üç bölümden ibaret olup, birinci bölüm tezimin Konu Seçimi, Kapsam, Yöntem, Amaç ve Kullanılan temel kaynakları anlatmaktadır. Tezimizin ikinci bölümü ise isimlerden oluşmaktadır. İsimler bölümünde birinci olarak halis isimler karşılaştırılmıştır. Halis isimlerde, her iki dilde yani Özbekçe Türkçesinde ve Türkiye Türkçesinde Arapça ve Farsçadan geçen sözcükler olduğu için şöyle karşılaştırılmaktadır. Örnekler: 1. Öz Türkçe karşılaştırma örneği: (?ç: ÖTS. 55.~aç: TS. 10). Arapçadan geçen sözcüklerin örneği: (?bida: ÖTS. 55.~abide: TS. 3. (Ar.) ). Farsçadan geçen sözcüklerin örneği: (bazm: ÖTS. 124.~bezm: TS. 258. (Far.) ). Yukarıdaki örneklerde gördüğünüz gibi, şekil ve anlam açısından Özbekçe ve Türkçe sözcüklerin bir birleriyle ne kadar yakın olup ve bu iki dilin aynı dil olduğunu görürsünüz. Arapça ve Farsçadan geçen isimlerde ise anlamlar aynı olup bir az şekil açısından değişmeler vardır. İsimlerin ikinci kısmını isimden türemiş isimler oluşturmaktadır. İsimden isim türeten kısmı da yukarıda halis isimlere benzer şekilde yapılmaktadır. İsimlerin üçüncü kısmı ise fiilden türemiş isimlerdir. Bu kısım da aynen yukarıda halis isimlere örnek vererek gösterdiğimiz gibi yapılmaktadır. Tezimizin üçüncü bölümü fiiller ve birleşik yapılardan oluşup tezin en önemli kısmını kapsamaktadır. Üçün bölümün ilk kısmını basit fiiller teşkil etmektedir. Basit fiillerin yapı düzenini örnekte gösterip geçmeyi lüzum görüyorum. Örneği: (?ç-~aç: ??ç- fiili ise açmak karşılığı bir anlamda kullanılırken aynı zamanda 9 farklı anlamlarda kullanılmaktadır. Örneği: darv?zani ?çm??-Kapıyı açmak). Örnekte gördüğümüz gibi üçüncü bölümün fiillerinin tümü aynı biçimde açıklanmaktadır. Üçüncü bölümün ayrı bir önem yansıtması ise okuyucunu ham şekil bilgisi açısında hamda anlam bilgisi açısından Özbekçe Türkçesini Türkiye Türkçesiyle çok yakın ve az bir farkla bir birlerinin ba

Gürcistan - Avrupa Birliği ilişkileri çerçevesinde Güney Osetya sorunu

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
Yirminci yüzyılın sonlarında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) çöküşünden sonra etnik çatışmalara zemin hazırlanan Güney Kafkasya, Rusya ve Avrupa ülkelerinin çıkarlarının etkilendiği bir bölge oldu. Güney Kafkasya'daki ayrımcılık sorunuyla karşı karşıya olan ülkelerden biri olan Gürcistan, coğrafi konumu bakımından daima bölgedeki güçlü devletlerin jeopolitik ilgi alanında olmuştur. Ağustos 2008 olayları sırasında, Güney Osetya çatışması, yerel çatışmalardan uluslararası çatışmaya dönüştü. Bu da, bölücülüğün şimdiye dek olduğundan daha büyük felaketlere yol açabileceğini bir kez daha kanıtlamaktadır. Rusya ile Gürcistan arasındaki diplomatik ilişkilerdeki sıkıntılı durum günümüzde de devam ederken, sorun halen uluslararası alanda çözüme kavuşmuş değildir. Genel olarak, Batı siyasi görüşüne atıfta bulunarak, Güney Kafkasya ihtilafı konusunda Avrupa Birliği (AB) politikasında yer alan değişiklikler AB güvenlik stratejisinden kaynaklanmaktadır. Öte yandan, AB'nin ekonomik çıkarları da Güney Kafkasya'ya daha fazla dikkat gerektiriyor. Son olarak, AB'nin jeostratejik çıkarları sadece ABD ve Rusya'nın çıkarlarıyla rekabet etmekle kalmıyordu. Gürcistan, yaşanan sorun nedeniyle artık Rusya ile tek başına kalmış, Güney Osetya ve Abhazya bölgelerini büyük olasılıkla sonsuza kadar kaybetmiştir. Rusya ise hem Güney Osetya ve Abhazya olaylarında hem de Kırım ilhakı ile bölgenin yegâne gücü olduğunu bir kez daha göstermiş ve Sovyetlerin yıkılmasından dolayı rehavete kapılan AB'ne gözdağı vermiştir. AB ise bölgedeki büyük etkinliğine rağmen izlediği ikili strateji nedeniyle bölgede ABD ve Rusya'ya görece daha zayıf kalmaktadır. Bölge üzerindeki stratejik hedeflerini gerçekleştirmek için AB'nin nüfuz alanını ekonomik konulara ek olarak politik açıdan da bölgede etkisini göstermesi gerekmektedir.