Thesis Search




SEARCH RESULTS

Habibullah Han'ın modernleşme çabaları üzerinde Türklerin etkisi (1901 – 1919)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Yakınçağ Tarihi Bilim Dalı
20. yüzyılın başlaması ile birlikte Afganistan'ın tarih akışında önemli bir değişim yaşandı. 1901 yılında istibdat ve muhafazakâr yaklaşımla ülkede hüküm sürmekte olan Emir Adurrahman Han'ın yerine oğlu Emir Habibullah Han tahta oturdu. Bu iktidar değişikliğiyle beraber Afganistan'da pek çok şey değişmeye başladı. Nitekim yeni Emir babasının sert siyasetinin tersine daha yumuşak ve açık bir siyasetle sahneye geldi. İktidarın ilk gününden itibaren yeni reformların uygulanması ve bir dizi özgürlüğün verileceğinden söz etti. Bu şekilde daha şeffaf bir siyasi ortamda ülkenin modernleşmesine yönelik çabalar başlamış oldu. 1901-1919 yıllarını kapsayan söz konusu dönemde çok sayıda modern reformlar gerçekleştirildi. İlk mülki ve askeri modern eğitim kurumları, ilk hastane, birçok yeni fabrika gibi modern kurumlar kuruldu. Kültür ve sosyal alanlarda reformlar ele alındı. Gazeteler çıkarıldı ve matbaacılık tesisi kuruldu vb… Bu reformlar sayesinde Afganistan'ın kapalı ve kabilevî toplumu önemli bir değişime sahne oldu. Söz konusu reformların gerçekleşmesine yönelik dış faktörlerin rolü yadsınamaz bir gerçektir. Bu dönemdeki modernleşme çabalarının iki önemli dış kaynağı vardı: Hindistan ve Osmanlı Türkleri. Çalışmanın konusu olan Osmanlı Türklerinin etkisi en çok üç kanal aracılığı ile gerçekleşmiştir: Gazeteler özellikle İran meşrutiyetçilerinin gazetesi olan Ahtar, Afgan ünlü aydını Mahmut Tarzî ve Tarzî'nin gayretleriyle Afganistan'da gelen Türk uzmanları. Bu unsurlar vasıtası ile Afganistan'ın modernleşmesi yüksek ölçüde Osmanlı Türkiye'sinden etkilendi. Söz konusu etki askeri ve eğitim alanları, gazetecilik ve basın, meşrutiyet ve milliyetçilik düşünceleri gibi pek çok hususları kapsamaktadır. Dolayısı ile bu konu hem Afganistan modernleşme sürecini tanıtması hem de Osmanlı'da yenilikçi akımların etki sahasının anlatması açısından önemlidir.

Hac yolculuğu metinleri bağlamında 17. yüzyıl halk Osmanlıcası

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2011 Diğer
17. yüzyıla ait olduğunu düşündüğümüz Menâsikü'l-Hacc ile Menâzil-i Hacc adlı eserler anonim eserlerdir. Osmanlı döneminde hac menâsikleri (yöntemleri) ile hac yolunda bulunan menzilleri (konakları) açıklamaya çalışan önemli eserlerdendir.İslâm dininin en zor şartı olan hac şartı nedeniyle, Osmanlı Devleti bu şartı yerine getirmek için kullanılan yöntemleri ve kendi coğrafyası içinde bulunan hac yolundaki menzilleri hacı adaylarına kolayca açıklayan ve herkes tarafından anlaşılan eserler yazılmasını teşvik etmiş; bu da bu tür eserlerin ortaya çıkma nedeni olmuştur.Eski Anadolu Türkçesi dönemi ile Osmanlı Türkçesi dönemi arasında bir geçiş dönemi olan 17. yüzyıl, bu iki dönemin de dil özelliklerini taşımaktadır. Elimizdeki bu eserleri fonetik ve morfolojik bakımlardan inceleyerek 17. yüzyıl Osmanlı Türkçesinin dil özelliklerini taşıdıklarını göstermeye de çalıştık.17. yüzyılda yazılan birçok eserlerin yazarları, eserlerinin yazma amaçlarına göre ya ağır bir dil kullanarak kendi dil ustalıklarını gösterirler, ya da eserlerinin içerdiği bilgilerin herkes tarafından anlaşılması için kolay bir dil kullanarak bunu gerçekleştirmeye çalışırlardı; tezimize konu olan eserler de bu sade ve kolay dilli eserlerdendir; dolayısıyla çalışmamızda bu eserlerin Halk Osmanlıcasıyla yazılan birer halk eseri olduklarını göstermeye çalıştık.Bu çalışmamız bir giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde hac menâsiklerinden ve menzillerinden kısaca bahsederek, incelediğimiz eserleri tanıtmaya çalıştık. Birinci bölümde 17. yüzyılda Türkiye Türkçesi ile ilgili kısaca bahsettik; sonra da imlâ, ses ve şekil ile ilgili genel bir dil incelemesi yaparak Halk Osmanlıcası özelliği gösteren örnekleri ortaya koymaya çalıştık. İkinci bölümde incelenen eserlerin transkripsiyonlu metinlerini verdik. Üçüncü bölümde ise bir ekler indeksi oluşturduk. Sonuç, kaynakça ve tıpkıbasım ile çalışmamıza son noktayı koyduk.Anahtar Sözcükler: Hac Menzilleri, Hac Menâsikleri, Halk Osmanlıcası.

Hâce Emir'in Efsâne-i Türkî adlı eseri (vr. 1-50) inceleme – metin –dizin

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Türk Dili Bilim Dalı
İlhanlı ve Altınordu dönemlerinde ortaya çıkan Doğu Türkçesi, Timurlular döneminde özellikle de XV. yüzyılda gelişen ve XX. yüzyıla kadar yaklaşık beş asır boyunca resmî ve edebî dil olarak kullanılan tarihî bir Türk lehçesidir. Babür İmparatorluğu'nda da saray dili olarak Doğu Türkçesinin kullanılması neticesinde Hindistan coğrafyasında birçok kütüphanede Doğu Türkçesiyle yazılmış pek çok yazma eser bulunmaktadır. Teze konu olan Efsâne-i Türkî adlı yazma eser, Kuzey Hindistan'ın Khuda Bakhsh Oriental Library/Hüdabahş Doğu Kütüphanesi'nde 3296 (18/2) sıra numarasıyla kayıtlı olan bu eser ancak zahriyede Prog. no: 17520 altında ise P. no: 6455 şeklinde kayıt bulunmaktadır. Efsâne-i Türkî adlı eser XIX. yüzyıla ait olup 109 varaklı, genellikle 11 satırlı tek sütundan oluşan bir yazmadır. Efsâne-i Türkî, Patnalı Guptu Lal takma adlı Babu Ram Bahadur ve oğlu Arcun Prasad'ın özel koleksiyonundan Patna Üniversitesi Tarihi Bölümü'ne intikal ederek Hüdabahş Oryantal Kütüphanesi'ne verilmiştir. Efsâne-i Türkî, Hace Ubeydullah-ı Ahrâr'ın (1404-1490) tarikat silsilesine mensup olan Hace Emîr tarafından yazılmıştır. Eser, Mirza Muhammed Cihan Şah (1795-1846) döneminde 1233/1817 tarihinde yazılmış ve Gopal Lal tarafından istinsah edilmiştir. İstinsah edildiği yıl verilmemiştir. Efsâne-i Türkî üzerinde yaptığımız çalışma İnceleme, Metin, Dizin ve Tıpkıbasım olmak üzere dört ana bölümden oluşmaktadır. İnceleme bölümünde metnin morfolojik ve fonetik özellikleri ile Urducaya benzerlikleri ayrıntılı biçimde incelenmiştir. Metin bölümünde yazma eserin 1-50 varağı transkripsiyon harfleriyle Latin alfabesine aktarılmıştır. Dizin kısmında metindeki bütün sözcükler bulundukları bağlam içerisinde anlamlandırılmış ve hangi dile ait oldukları alfabetik sırayla verilmiştir. Tezin son bölümünü yazmanın 1-50 varaklarının tıpkıbasımı oluşturmaktadır. Anahtar Kelimeler: Efsane, Doğu Türkçesi, Orta Asya, Hint Altkıta, Hüdabahş Doğu Kütüphanesi, Aşk hikayesi

Hacı Bektaş-ı Veli Dergȃhı'nın son postnişȋni: Salih Niyazi Dedebaba

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2015 Tasavvuf Bilim Dalı
Çalışmanın konusu Hacı Bektaş-ı Veli Dergahı'nın son Postnişini Salih Niyazi Dedebaba'dır. Giriş ve üç bölümden oluşan çalışmanın giriş bölümünde araştırmanın amacı, önemi, yöntemi ve kaynaklar hakkında bilgi verilmiştir. Birinci bölümde Bektaşiliğin ve Balkanlar'a yayılışı devamında da Arnavutlar ve Bektaşilik konusu genel hatlarıyla ele alınmıştır. Çalışmanın ana kısmı olan ikinci bölümde Salih Niyazi Dedebaba'nın hayatına ve faaliyetlerine yer verilmiştir. Bu bağlamda çocukluk yıllarından başlayarak, Anadolu'ya göç etmesi, Hacı Bektaş Dergâhı ile tanışması, sırasıyla derviş, baba ve dedebaba oluşu gibi konular ele alınmıştır. Ayrıca sıkıntılı bir dönem olan kurtuluş savaşı ve cumhuriyetin kuruluşunda tekke ve zaviyeleri yasaklayan kanunun çıktığı zamanda Salih Niyazi Dedebaba'nın yaptığı icraatlara yer verilmiştir. Bu bölümün devamında Salih Niyazi Dedebaba'nın Türkiye'de Tarikatlar yasaklandıktan sonra Arnavutluk'a dönüşü, Dedebabalık merkezinin taşıması ve oradaki Bektaşiliği yeniden organize etmesi, icraatları ve son olarak da esrarengiz ölümüyle ilgili iddialar değerlendirilmiştir. Üçüncü ve son bölümde Salih Niyazi Dedebaba'nın vefatndan sonra dünyada Bektaşiliğin durumu ve Dedebabalık postuyla ilgili olan tartışmalar genel hatlarıyla ele alınmıştır. Anahtar Sözcükler: Bektaşilik, Hacı Bektaş-ı Velî Dergâhı, Salih Niyazi Dedebaba, Balkanlarda Bektaşilik, Dedebaba, Arnavutluk, Türkiye

Hacı Paşa el-Aydınî'nin Şerhu Tavâli'ü'l-envâr adlı eserinin ilâhiyyât kısmının tahkik ve değerlendirmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Temel İslam Bilimleri Bilim Dalı
Bu çalışmada, XII. ve XIII. yüzyıllarda yaşamış, Anadolu'nun İbn Sînâ'sı diye de anılan hekim, kelâm âlimi ve müfessir olan Aydınlı Hacı Paşa'nın Şerhu Tavâli?i'l-envâr isimli eseri tahkik edilmiştir. Çalışmamızın konusu olan eser, kelâm ilminde bir otorite olarak kabul edilen Kâdî Beyzâvî'nin (ö. 685/1286) Tavâli?u'l-envâr min metâli?i'l-enzâr adlı eserinin şerhidir. Bu kapsamda şerhin ilahiyat kısmının tahkik ve değerlendirmesi hedeflenmektedir. Bunun yanı sıra müellifin hayatı ve ilmi kişiliği de tanıtılmaya çalışılmıştır. Çalışmamızda ilk olarak yaptığımız, Tavâli şerhindeki Kitâbu'l İlahiyyat kısmının tahkikidir. Metnin son halini ortaya koyduktan sonra, çalışmamızı iki bölüme ayırdık. Birinci bölümde, Tavâli metninin yazarı olan Kâdî Beyzâvî'nin (ö. 685/1286) hayatını ele aldık. Daha sonra, çalışmamızın konusu olan eserin yazarı Aydınlı Hacı Paşa (ö. 827/1424) hakkında bilgiler verdik. Son olarak, el yazmasının içeriğinden, tahkik etme yolumuzdan ve çalışmamız boyunca istifade ettiğimiz nüshalardan bahsettik. İkinci bölüm ise, eserin değerlendirmesidir ve biz çalışmamızı eserin kendi tertibine göre yaptık. Eserin ikinci bölümü üç bâbtan oluşmaktadır. Bunlardan birincisi Allah'ın zâtı, ikincisi O'nun sıfatları ve üçüncüsü de Allah'ın fiilleridir. Biz bu kısımların içeriğini incelemeye aldık. Ayrıca metni değerlendirmek için tahkik edilen metni, belirli yerlerde Arapça'dan Türkçe'ye tercüme ettik. Anahtar kelimeler: Metafizik, Kelâm, İlâhiyyat, Kâdi Beyzâvî, Tavâli'ü'l-Envâr, Hacı Paşa, Şerhu Tavâli'ü'l-Envâr.

Hacı Şerîatullah ve Ferâiziyye hareketi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 İslam Tarihi Bilim Dalı
İngiliz sömürge dönemi (1757-1947) İslamiyet sonrası Hint alt kıtası tarihi için oldukça önemli bir dönemdir. Bölgede daha önce hâkim olan Müslümanların İngilizlere yenilmeleri sonucunda müslümanlar arasında ortaya çıkan dinî ve siyasî istikrarsızlıklar, Hint alt kıtası müslüman fikir dünyasında bu duruma bir tepki olarak doğan ve radikal etkiler meydana getiren çok sayıda hareketin ortaya çıkmasına neden olmuştur. İngiliz sömürgedöneminde Hint alt kıtasında ortaya çıkan hareketlerin başında ise kuşkusuz Hacı Şerîatullah'ın liderliğinde Bengal bölgesinde ortaya çıkan Ferâiziyye hareketi gelmektedir. Ferâiziyye hareketi, bir taraftan İngilizlere karşı mücadelede önemli rol oynaması diğer taraftan ise müslümanların dinî ve siyasî hayatına olan etkisi bakımından Müslüman Hint alt kıtası tarihi önemli bir yere sahiptir. Bu tez Hacı Şerîatullah'ın hayatı, fikirleri, İngiliz hükümetine karşı tutumu, Ferâiziyye hareketi; hareketin doğuşu, arka planı, gayesi, özellikleri, Bengal müslüman topluluğuna olan etkisini ele almayı amaçlamaktadır. Ayrıca Hanefiliğin hâkim olduğu bölgede, Vehhabî düşüncelerinden etkilenen bir harekete Bengal müslümanlarının ilgileri ve sonraki dönemlerde bölgedeki İslamî fikir dünyasında hareketin izleri analiz edilmiş, bu hareketin Bengal-Müslüman topluluğuna etkisi tespit edilmeye çalışılmıştır.

Hadis çalışması ve Ganalı müslüman topluluklar içindeki etkisi: Tamale Şehri örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
ÖZ HADİS ÇALIŞMASI VE GANALI MÜSLÜMAN TOPLULUKLAR İÇİNDEKİ ETKİSİ: TAMALE ŞEHRİ ÖRNEĞİ BAWA AWUDUBu yüksek lisans tezi, hadislerin Tamale'deki çocukların eğitimi, evlilikler ve çevre üzerindeki etkileri hakkındadır. Hadis-i şeriflerin, Gana'nın Kuzey Bölgesi'nde bulunan Tamale Büyükşehir Belediyesi'nde yaşayan insanların hayatlarının ve geçim kaynaklarının üzerindeki olumlu etkilerinin mahiyetini betimleyici bir şekilde analiz eder. Çalışmayla ilgili veriler, karşılıklı görüşmeler vasıtasıyla elde edilmiştir. Tamale'nin çeşitli sakinleri, ebeveynler, İslam alimleri, yerel yönetim yetkilileri yanısıra Kuran-ı Kerim öğretmenleriyle karşılıklı görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Hadis-i şeriflerin, Tamale'de yaşayan insanların hayatlarını nasıl etkilediğini anlayabilmek için Tamaleli insanların konu hakkındaki düşüncelerini öğrenebileceğimiz nitel bir araştırma yöntemine başvurulmuştur. Çalışmamız, Hadis-i şerifleri kavramanın gerçekten de Tamale'de yaşayan insanların hayatlarını ve geçim kaynaklarını olumlu şekilde etkilediğini bulmuştur. Çocukların eğitimi açısından baktığımızda, Hadis-i şerifleri anlamanın, yerel Kuran-ı Kerim okullarına kayıt yaptıran çocukların sayısını arttırdığını görürüz. Evlilikler açısından baktığımızda, Hadis-i şerifleri anlamanın, evliliklerin güçlenmesine yardımcı olduğunu ve boşanma sayısını azalttığını görürüz. Çevre açısından baktığımızda ise, çalışmamız Tamale'deki doğal çevrenin, Tamale sakinleri arasında Hadis-i şerifleri kavramanın neredeyse hiç olmadığı on yıl öncesine nazaran çok daha temiz ve çok daha sürdürülebilir olduğunu göstermiştir.

Hadis lafızlarının tespiti: Sahîhu'l-Buhârî örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Hadis Bilim Dalı
Bu çalışmada muhaddislerin, hadislerin lafızlarını zabt konusundaki gayretleri Sahîh-i Buhârî'den örnekler çerçevesinde ele alınmıştır. İlk olarak Hz. Peygamber'in (s.a.) nübüvvetten önce ve sonrasında konuştuğu dil, Hz. Peygamber sonrası sahâbe ve tâbiûnun lafızların zabtı konusunda gayretleri ve Arap dilinin geçirdiği merhaleler, rivayet asrında şifâhî ve yazılı rivayet gibi hadis lafızlarına etki eden amiller ile muhaddislerin bu konudaki gayretleri ele alınmıştır. Bu araştırma muhaddislerin lafızların zabtı konusundaki gayretlerini müstakil bir çalışmada ele alma ve Sahih-i Buhârî özelinde uygulamalı örneklerle değerlendirme noktasında benzeri çalışmalardan ayrılmıştır. Tez, üç ana tema üzerine odaklanmıştır. Birinci ve ikinci bölüm ana konuya giriş mahiyetindedir. Üçüncüsünde ise Buhârî'nin Sahih'inde lafızların zabtı konusundaki gayretlerine ilişkin meseleler ele alınmıştır. Hadisler arasında hem metin hem sened bakımından ortaya çıkan lafız farklılıklarının nedenleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Hadis lafızlarınının orijinallerini muhafaza etme konusundaki gayretleri incelemesi bakımından alanında ilk olan bu çalışma, hadisçilerin sadece isnad araştırmalarıyla yetinmediklerini, metnin orijinalliğini korumak için de titiz bir gayret gösterdiklerini Sahîhu'l-Buhârî özelinde ortaya koymuştur. Anahtar Kelimeler: Hz. Peygamber'in Hitabı, Lafzî rivayet, Manayla rivayet, Ravi Tasarrufu, Lafız tespiti, Buhârî'nin Dili

Hadis literatüründe meşhur hadis

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Hadis literatürünün önemli kavaramlarından biri olan Meşhur bu tezde işlenmiştir. Çalışma girişi takip eden üç bölümden oluşmaktadır. Giriş'te çalışmanın konusu, amacı, önemi, metodu ve kaynakları ele alınmaktadır. Tezin birinci bölümünde Ehli sünnet hadis literatüründe meşhur kavramı araştırılarak sünni âlimler tarafından meşhura verilmiş tarifler gösterilmiş ve meşhurun diğer kavramlarla ilişkisi konusuna değinilmiştir. Aynı zamanda meşhurun sıhhati konusu incelenerek mütevatir, sahih, hasen, zayıf ve mevzu meşhurlar hakkında bilgi verilerek her bir grup örneklerle gösterilmiştir. İkinci bölümde ise Ehli-şia hadis literatüründeki meşhur kavramı araştırılarak tarifi, özellikleri ve diğer kavramlarla ilişkisi ortaya konulmuştur. Şiî hadis usûlcülerinin meşhur kavramına verdikleri tariflerin Ehli-sünnet'den varsa farklılıkları gösterilmeye çalışılmıştır. Her iki mezhebin hadis literatüründe meşhur kavramı hakkında verilen tarifler gösterilerek benzerlik ve farklılıklarına dikkat çekilmiştir. Üçüncü bölümde ise meşhur hadisleri kitaplarda toplayan hadis âlimleri ve onların eserleri hakkında bilgi verilmiş ve meşhur hadis kitaplarında toplanmış rivayetlerden örnekler gösterilerek onların sıhhati hakkında âlimlerin görüşlerine yer verilmiştir. Ayrıca bu hadisler konusuna uygun başlıklar altında toplanılmıştır. Anahtar Kelimeler: Meşhur hadis, Sünni, Şia

Hadis usûlünde muhteva gelişimi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2010 Hadis Bilim Dalı
Kur'an'dan sonra İslam dininin ikinci kaynağını oluşturan hadis, İslam âlimleri tarafından büyük ilgi görmüştür. Bunun için alimler, hadisin günümüze kadar sağlam bir şekilde gelmesini sağlamak için ellerinden geldiği çabayı sarf etmişlerdir. Alimlerin bu konuyla ilgili ortaya koydukları malumat ve kaidelerin tümü ?Hadis Usûlü?nü teşkil etmektedir. er-Râmehurmuzî'nin hadis usûlüne dair ilk müstakil eseri telif edene kadar, bu ilim, diğer İslamî ilimlerin usûl kitaplarında karışık halde işleniyordu. Hadis usulü kendi içinde mutekaddimun ve mute'ahhirun dönemi şeklinde ikiye ayrılır. er-Râmehurmuzî, el-Hâkim en-Neysâburi ve el-Hatîb el-Bağdadî mutekaddimûn dönemini temsil ederken, el-Kâdî `İyâd, İbnu's-Salâh ve İbn Hacer de muteahhirun dönemini teşkil ederler. Bu iki farklı dönemde verilen eserlerin, her bir döneme özgün farklılıkları bulunmaktadır. Birinci dönemde yazılan eserlerdeki bilgiler hadis gibi senedleriyle verilirken, ikinci dönemdekiler hadisler dışındaki senedleri düşürülerek verilmiştir. İbnu's-Salâh'ın `Ulûmu'l-Hadis adlı eseriyle zirvesine ulaşan hadis ilmi, daha sonra buna dayanarak telif edilen eserlerle canlılığını koruyabilmiştir.

Hadis ve fıkıh usûlünde haber kavramının farklılığı ve bunun dört mezhepteki etkileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Hadis Bilim Dalı
Fıkıh, Fıkıh Usûlü ve Hadis uleması delillerini Kur'an-ı Kerim'den ve Hz. Peygamber'in sünnetinden almaya, sonra da içtihatlarını bu ikisi üzerine b.a etmeye özen göstermiştir. Haklarında sarih (açık-net) nas bulamadıkları hususlarda hüküm istihrâc etmekte (çıkarsama yapmakta), haberleri (hadisleri) iyice araştırıp ve fikir ürettikten sonra da bunlardan muhtemel olanları seçmişlerdir. Tezat teşkil eden hususların çözümü, muhtelif (farklı) olanların tercih edilmesi, müşkül olanların açığa kavuşturulması ve mücmel olanların da tefsir edilmesinde (yorumlanması-açıklanmasında) büyük bir gaye üstlenmişlerdir. Ancak gaye birliğine rağmen birçok meselede ve haberle (hadisle) alakalı hükümlerde ihtilaf etmişlerdir. Birçok âlim hadisi sahih veya zayıf kabul etmede kendi özel şartlarını benimsemelerinden dolayı Hadis ulemasının bazı sıhhat şartlarında ihtilaf etmiştir. Ancak bazı ulemayı kendi özel şartlarına göre zayıf hadisle amel etmeye cevaz verdiklerini görmekteyiz. Dolayısıyla hadisle amel etmede Hadis'in sahih olmasını şart koşup koşmadıkları konusunda ikileme düşmüş bulunmaktadır. Sonuçta bu ihtilaf muhaliflik iddiası gütmeksizin gerekli ve doğal bir durum olup bu âlimlerin her birisinin doğru bilgiyi aramakta, aralarındaki ihtilafın da ırkçılık, ego tatmini ve büyüklenme değil ellerindeki deliller sebebiyle olduğu bilinmektedir. Anahtar Kelimeler: İslam, Hadis, Usûl, Kur'an, Peygamber ve Fıkıh

Hafiz Muhammed b. Ömer el-İmadi'nin Müfredatul-Kurra es-Seba adlı eserinin tahkiki

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Tefsir Bilim Dalı
Bu araştırma, Hafız İmadi'nin (ö. h.783) Mufredatu'l-Kurrai's-Seb'a adlı eserinin tahkikidir. Kitabın başlangıcından İbn Amir eş-Şami müfredesine kadar tahkik edilmiştir. Müellifinin VII. asrın alimlerinden ve disiplininde gözde bir isim olmasından dolayı bu eser, kıraat ilmi hususunda önemli bir eser sayılmaktadır. Çalışmada kariler ayrı bir şekilde incelenmektedir, ihtilaf ve ittifak yönleri ortaya koyulmaktadır. Yapıtta özellikle usulde ilkeleri ihlal etmeyen bir özetleme/ihtisar, ferşte gerekli olan şekilde detaylara girilme metodu benimsenmiştir. Bu tez giriş, dört bölüm, Sonuç ve ön sözden oluşmaktadır. Girişte eserin öneminden, seçilme nedeninden ve çalışma planından bahsedilmektedir. ve kıraat ilmi tanımlanmış, yedi harf ile kıraat ilmi arasındaki farklar açıklanmış, sahih kıraatin esasları vurgulanmıştır. Müfredeler tarif edilmiş, yedi mütevatir kıraatin imamları ve ravileri, Şatıbiyye tarikine göre anlatılmıştır. Birinci Bölüm: Müellifin hayatına dair kısa bir çalışma içermektedir. İkinci Bölüm: Kitaba ilişkin muhtasar bir araştırma barındırmaktadır. Üçüncü Bölüm: İmadi'nin Mufredatu'l-Kurrai's-Seb'a genel bilgiler. Sonuç bölümünde araştırmada ulaşılan en önemli sonuçlar ortaya konmuştur: - Kitabın İmam İmadi'ye nisbetinin doğruluğu ve başkalarına yapılan atıfların yanlışlığını ispatlanmıştır. - İmadi'nin biyografisi mevcut imkanlar çerçevesinde sunulmuş, kendisinin kıraat alanında mühim bir yeri olduğu vurgulanmıştır. - İmam Ahmed b. Halil el-Ferahidi'den nakledilen yedi harfin yedi kıraat olduğunu söyleyen görüşün doğru olmadığı, yedi kıraati toplayan alim Mücahit onun vefatından 75 sene doğduğu saptanmıştır. Dördüncü Bölüm: Tahkik hususunda üç nüshanın karşılaştırılması yapılmış, dipnotta nüsha farkları belirtilmiş, gerekli açıklama ve yorumlarla birlikte sunulmuştur.

Haiti'de sağlık hizmetlerinde kalite temelinde bilgi yönetimi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
İnsan hayatını doğrudan etkileyebilmesi sebebiyle sağlık hizmetlerinin kaliteli sunulması oldukça önemlidir. Bilgi yönetimi, sağlık hizmetlerinin sunum kalitesinin arttırılması ve etkili bir şekilde sunulmasında temel araçlardan biri olarak kabul edilmektedir. Bilgi yönetimi genellikle bilgilerin toplanmasını, korunmasını, paylaşılmasını ve kullanılmasını içerir. Bu süreçlerin gerçekleştirilmesinde ise bilgi teknolojisinden yararlanır. Haiti gibi gelişmekte olan bir ülkede sağlık hizmetlerinin sunumunda önemli yeri olan sağlık çalışanlarının bilgi yönetim süreçleri ve bilgi teknolojileri kullanımının yararları konusundaki algılarını belirlemenin bu konuda oluşturulacak alt yapı ve sistemler açısından önemli olduğu düşünülmektedir. Bu amaçla çalışmada Haiti'nin başkenti Port-au-Prince'nin batı bölgesinde görev alan hemşire ve doktorların bilgi yönetimi süreçleri ve hastane bilgi sistemlerinin kullanımının faydaları konusundaki algıları belirlenmeye çalışılmıştır. Ayrıca çalışmada katılımcıların sosyo-demografik özelliklerine göre, bilgi yönetimi süreçleri algı düzeyleri ve hastane bilgi sistemlerinin kullanımının faydaları konusundaki algılarında farklılık olup olmadığı da incelenmektedir. Çalışmada veri toplama aracı olarak ilgili literatürden yararlanılarak oluşturulan bir anket formu kullanılmıştır. Çalışma 5 Nisan 2018 ve 20 Mayıs 2018 tarihleri arasında Haiti'nin başkenti Port-au-Prince'nin batı bölgesinde gerçekleştirilmiştir. Elde edilen verilerin geçerlilik ve güvenilirlik analizleri yapılmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiksel yöntemler, bağımsız örneklerde t testi ve tek yönlü varyans analizi kullanılmıştır. Analizler %95 güven aralığında gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın bulgularına göre, bilgi yönetimi süreci boyutlarından bilginin yaratılması, depolanması, paylaşılması ve kullanılması ile hastane bilgi sistemlerinin kullanımının faydaları arasında pozitif yönlü zayıf bir ilişki bulunmuştur. Hem bilgi yönetimi süreçlerine ilişkin algı düzeyleri hem de hastane bilgi sistemlerinin kullanımının faydalarına ilişkin algı düzeylerinin genel olarak olumlu olduğu görülmektedir. Sonuç olarak Haiti'nin gelişmekte olan bir ülke olduğu göz önüne alınarak bilgi yönetimi ile ilgili bir ulusal strateji oluşturulmalıdır. Sağlık kurumları ise bilgi yönetimi süreçleri ve bilgi sistemleri kullanımı konusunda uygun alt yapı ve sistem oluştururarak sağlık çalışanlarına bu konuda gerekli desteği vermelidir

Hak dini Kur'an dili tefsirinin münasebetü'l-Kur'an ilmi çerçevesinde incelenmesi -Bakara Suresi örneği-

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Diğer
Kur'an-ı Kerim muhkem bir nazma sahiptir. Bu mukaddes kitabın nazım ve manasındaki incelikler, münasebetü'l-Kur'an vasıtasıyla ortaya konulmuştur. Münasebetü'l-Kur'an ayetler ve sureler arası benzersiz uyumu ve Kur'an'ı Kerim'in mucizeliğini açıklamaya çalışan ilim dallarının en önemlilerinden birisidir. Münasebetü'l-Kur'an ilmi, hicri 4. asırda başlayan ve dirayet yoluyla günümüze kadar sistematik bir şekilde devamını sürdüren bir ilimdir. Bu ilim, Kur'an'ın bütünlüğünü sağlama amacını güden bir Kur'an ilmidir. Biz de bu çalışmamızda münasebet ilminin tarif ve çeşitlerini ele aldık. Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'a ait Hak Dini Kur'an Dili isimli tefsiri inceleyerek bu tefsirde yer alan ayetler ve sureler arasındaki münasebeti ortaya koymaya çalıştık. Elmalılı'nın bu sahaya sunduğu katkıları farklı başlıklar altında izah etmeye çalıştık. Elmalılı'nın bu konuyla alakalı görüşlerini serdederken öte yandan diğer bazı müfessirlerin bu konuyla ilişkili fikir ve görüşlerine yer verdik. Kur'an'ı Kerim'in tertip açısından muciz bir kitap olduğunu ortaya çıkarmak amacıyla kaleme aldığımız bu çalışma, aynı zamanda Kur'an'ın anlaşılmasına mütevazı bir katkı sağlamaya yöneliktir. Anahtar kelimeler: Elmalılı, Kur'an İlimleri, ayet, sure, münasebetü'l Kur'an, Hak Dini Kur'an Dili, İnceleme.

Hak temelli STK'lara katılım açısından Endonezya ve Türkiye örneklerinin karşılaştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
İnsan haklarının en önemli noktası tüm dünyada evrensel olarak uygulanabilir ve tartışılabilir olmasıdır. Bu nedenle vatandaşların sosyal hayatını doğrudan etkileyen konular olmasından dolayı önemli bir yere sahiptir. Türkiye ve Endonezya insan haklarıyla ilgili konuların çözümünde aynı programı takip eden ülkelerdendir. Ulusal düzeyde, Türkiye ve Endonezya hükümetleri temel kamu ihtiyaçları üzerinden çözüm bulmaya odaklanmaktadırlar. Devlet kurumları eliyle sosyal hukuki, ekonomik ve kültürel alanlarla ilgili atılan stratejik adımlarla toplumun yaşam kalitesi sürekli iyileştirilmeye çalışılmaktadır. Bununla birlikte, halkın demokratik sistem içinde aktif katılımıyla devletin rolü belirlenmektedir. Örneğin, sivil toplum kuruluşları, rolleri gereği insan hakları konularında savunuculuk yapmak üzere hükümetin bu konulardaki programlarını dengelemek ve tamamlamak gibi belirleyici bir öneme sahiptirler. Öte yandan, bu kuruluşlar aynı zamanda, hükümeti dolaylı olarak kontrol etmek ve demokratik sistemin uygulanması üzerinde olumlu bir etki yaratmak gibi bir işleve de sahiptir. Türkiye ve Endonezya, benzer özelliklere sahip Müslüman ülkelerdir. Aynı zamanda kendi topraklarında demokratik sistemi benimsemişlerdir. İnsan haklarının uygulanması, her iki ülkenin gündeminde olan en önemli konulardandır. Eğitim, sağlık ve konut sektörleri, halkın kamusal refah düzeyini artırmak için ele alınması gereken çok önemli konuların başında gelmektedir. Bu kalkınma programları devletin yanı sıra kamu ve sivil toplum kuruluşlarının aktif katılımını gerektirir. Türkiye ve Endonezya'nın tarihi, bu ülkelerdeki dinamikler ve gelişim süreçleri üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptirler. Bu etkiler, problemin çözüm modelinde, özellikle de insan haklarının uygulanabilirlik hedeflerine ulaşmada doğrudan bir etkiye sahiptir. Bu tez çalışmasında literatür taraması yöntemi kullanılmıştır. Ayrıca literatürü deki desteklemek üzere Endonezya ve Türkiye'deki hak temelli olarak çalışan önde gelen üç STK yayınları ve resmi web siteleri üzerinden biraz daha yakından ele alınmıştır.

Hâkim eş-Şehîd el-Mervezî'nin devletler hukuku ile ilgili görüşleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 İslam Hukuku Bilim Dalı
Bütün toplumların birbirine muhtaç olmaları dolayısıyla kendi aralarında dostane ilişkiler kurması kaçınılmazdır. Toplumlar arasındaki dostane münasebetin sağlıklı bir şekilde devam etmesi, bahse konu olan toplumlar arasında siyasi anlamda diplomatik ilişkilerin olmasını gerektirmektedir. Devletlerarası diplomatik ilişkilerin tarihi İslâmiyet'ten önceki dönemlere kadar uzanmaktadır. Ancak söz konusu ilişkilerin ilmi bir çerçevede araştırılması, bu doğrultuda belli prensiplerin oluşturulması, nihayetinde devletler hukuku olarak bilinen bilimsel etkinliğin geliştirilmesi Müslüman âlimlere nasip olmuştur. Bu çerçevede Müslüman âlimler Hz. Peygamber'den bu yana devletler hukukunun bağımsız bir bilim dalı olarak ortaya çıkmasında önemli katkılar sunarak konuyla ilgili pek çok müstakil eser telif etmişlerdir. Bu çalışma Hanefî Mezhebinin ilk muhtasarlarından kabul edilen el-Kâfî adlı eserde Hâkim eş-Şehîd el-Mervezî'nin devletler hukuku ile ilgili görüşlerini araştırma konusu edinmektedir Çalışma giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, el-Mervezî'nin yaşadığı dönemin siyasi ve ilmi durumu, hayatı, eserleri, hocaları ve öğrencileri ele alınmaktadır. İkinci bölümde, el-Mervezî'nin devletler hukuku ile ilgili görüşleri detaylı bir şekilde incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise el-Mervezî'nin görüşleri el-Asl, Şerhu's-Siyeri'l-kebîr ve el-Mebsût gibi klasik kitaplardaki görüşler ile mukayese edilerek genel değerlendirmeler yapılmıştır. Özellikle bu bölümde el-Mervezî'nin görüşlerinin yanısıra el-Kâfî adlı eserinin yukarıda isimlerini zikretmiş olduğumuz eserlerle aralarındaki benzerlik ve etkileşim ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Halaçça: Belgeleme ve dilbilgisi çalışması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Türk Dili Bilim Dalı
Halaçça, 20. yüzyılda Doerfer tarafından tespit edilmiştir. Türk dili ailesinin çağdaş bir kolu olan Halaçça, UNESCO tarafından savunmasız derecede tehlikedeki diller arasında gösterilmektedir. Şu an sadece İran'ın Merkezi bölgesinde konuşulmaktadır. Tehlikede olan bir dilin ölmeden önce tespiti önemli olduğu için, bu çalışmada Halaçça anadili konuşurlarından derleme yöntemi ile sesli ve görsel kayıt yapılarak hem dilin belgelenmesi sağlanmış hem de elde edilen veri deşifre edilerek yazıya aktarılmıştır. Daha sonra yazıya aktarılmış metne dayalı Halaççanın dil bilgisi özellikleri ile söz varlığı çalışması yapılmıştır. Anahtar Sözcükler Halaçça, Tehlikedeki Dil, Dil Ölümü, İran'daki Türkler

Halep Hüsrev Paşa Medresesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2011 İslam Tarihi Bilim Dalı
Tezimizin amacı, Hüsrev Paşa Medresesi örneği üzerinden XVI. yüzyıldan itibaren Osmanlı yönetimine giren Haleb eyaletinde Osmanlılar tarafından uygulanan eğitim faaliyetlerine ışık tutmaktır. Suriye okul kitaplarının Osmanlı işgali diye nitelendirdiği dört yüz yıla yakın bir süre boyunca Osmanlı Devleti gerçekten de eğitim alanını ihmal etmiş midir?Vakıflar şehri diye bilinen Haleb'te günümüze kadar görülmüş en büyük külliye olan Hüsrev Paşa Külliyesi içinde yer alan medrese, vakfiyesi, vakıflarının tarihi, müderrisleri, talebeleri ve eğitim sistemi, dört yüz yıllık bir tarihi süreç içerisinde ele alınacaktır. XVI. yüzyılın ilk yarısında klasik bir Osmanlı medresesi olarak kurulan Hüsrev Paşa Medresesi, XX. yüzyılın ikici yarısında dini eğitim veren bir lise haline gelmiştir. Medrese'nin maruz kaldığı felaketler ve medresede yapılan yenileme çalışmalarının ne zaman ve kim tarafından yapıldığı anlatılacak medresenin bu uzun zaman içinde nasıl bir süreçten geçtiği ele alınacaktır.Anahtar Kavramlar: Osmanlı, Hüsrev Paşa, Haleb, Medrese.

Halife Altay'ın Kuran Karim Kazakşa Mağına jane Tüsinigi adlı meali üzerine inceleme

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Arap bölgelerinden diğer bölgelere de İslam dini yayılmıştır ve Kur'ân'ı kendi dillerinde anlamaları için, İslam ilim adamları Kur'ân'ı tercüme ve tefsir etmeye gayret sarf etmişlerdir. Tefsir çalışmalardan biri de Kazakistan'da 1990 yılında Halife Altay Akifoğlu'nun (1917-2003) tarafından yazılmış olan Kuran Karim Kazakşa Mağına jane Tüsinigi (Kur'ân-ı Kerim Kazakça Mana ve Açıklaması) adlı eseridir. Halife Altay, mealinde hem yaşadığı dönemin hem de günümüzün toplumuna oldukça anlaşılır bir üslupta Kur'ân'ı bütün çerçevesiyle açıklamıştır. Eseri ilk önce 1989 yılında Kazak Türkçesiyle ve Töte yazısı ile (Arap alfabesiyle) yazmıştır. 1990 yılında ise çağdaş Kazakça ile Kiril alfabesiyle basılmıştır. Bu meal eserin üzerine incelemede öncelikle eserin her taraf açısından araştırma yapıp ve ele geçirdiğimiz bilgiler ile daha ayrıntılı tetkik edip, tanıtılması amaçlanmıştır.

Halil kenti Al-Haram Al-İbrahimi dini yapısı örneğinde koruma sorunları ve çözüm önerileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Rölöve-Restorasyon Bilim Dalı
El-Halil Şehrinde medeniyet Kenaniler bu bölgeye yerleştiği zaman başladı. Kenaniler burada binalar inşa ettiler; tarımı geliştirdiler ve burayı uluslararası ticaret yollarından biri haline getirdiler. El-Harem El-İbrahimi'nin önemi de Hz. İbrahim Aleyhisselamın eşi Sara'yı burada bulunan mağaraya defnetmesiyle birlikte başladı. Bu mağaraya sonradan Yakub ve İshak'ın (A.S) da defnedildiğine inanılmaktadır. Sonra bu mağaranın etrafına, kabirleri korumak amacıyla taştan bir Sur inşa edildi. Yapılan bu Sur, belli bir süre, kabirleri korumaktan başka bir vazifesi olmayan, kapalı bir yapı olarak kaldı. Ancak daha sonraları, tarihin değişik dönemlerinde, üzerinde kilise veya cami olarak kullanıma uygun bazı değişiklikler yapılmak suretiyle, kilise ve cami olarak kullanılmaya başlandı. Bina 1994 yılına kadar Cami olarak kullanılmaya devam etti. El-Harem El-İbrahimi katliamından sonra ikiye bölündü ve aynı anda hem cami hem de sinagog olarak kullanılmaya başlandı. Bu bölünme neticesinde binanın mülkiyeti ile ilgili anlaşmazlıklar ortaya çıktı. Bu konuda çeşitli sözleşmeler ve uluslararası anlaşmalar yapıldı. Bu durumun binanın restorasyonu ve korunmasına etkisi olduğu gibi Dünya Mirası Listesine, hangi kültürel miras kategorisinde kayıt edilmesi gerektiğine dair tartışmaları da beraberinde getirdi. Günümüzde El-Harem El-İbrahimi saldırılara maruz kalmakta ve bu konuda yapılmış olan uluslararası anlaşmalar çiğnenmektedir. El-Harem El-İbrahimi'nin etrafı barikatlarla çevrilmiş ve restorasyon yasaklanmıştır. Meydana gelebilecek afetlere karşı uygulanacak bir idari plan yoktur. Tüm bunlara ek olarak; Filistin'de kültürel mülkiyetlerin korunmasıyla ilgili kanunlarda eksiklikler ve yanlışlıklar vardır. El-Halil Şehirinin Eski Kenti ile El-Harem El-İbrahimi, çok nadir olan uluslararası değerlerine, özgünlüklerine ve bütünselliklerine etki edebilecek bir çok tehlikenin olmasından ve bu tehlikelerin zamanla bu eserlerin Dünya Mirası Listesine aday kılan özelliklerini kaybetmelerine neden olabileceği ihtimalinden dolayı, Tehlike Altındaki Dünya Mirası Listesine alınmışlardır. Bu nedenle, söz konusu mülkiyetlerin tarihi, siyasi ve idari durumları ile bu mülkiyetleri etkileyecek sorun ve tehlikeler üzerinde çalışma yapılmış; değerlerinin ve özelliklerinin mümkün olabildiği kadar korunabilmesi amacıyla acil durum planı ve kanun önerileri yapılmıştır.